Dünya’da efsaneleri, destanları, kahramanları bu kadar bol, kültür mirası bizim kadar zengin bir başka millet olamaz sanırım. Bugüne kadar bu sayfaya yazdığımız her yerleşim biriminin bir hikayesini buldunuz diyebiliriz. Bu sayıda tanıtmaya çalıştığımız Hadim’in en büyük kasabası olan Dedemli’nin de öyküsünü sunacağız hoşgörünüze sığınarak.
Onuncu yüzyılda başlayan Anadolu’ya göçün devamında; Anadolu’nun yapılanmasında, imarında Türk- İslam medeniyetinin temellerinin atılmasında atalarımızın imzası ve hatıraları, meydana getirdikleri eserlerde yaşamakta, yaşatılmaktadır. Taş üstüne taş konulan her Anadolu beldesinde mutlaka bir Bilge Ata’nın emeği, nefesi vardır. Manevi yapılanmamızı tamamlayanlar için bitmez tükenmez bir menba olan Horasan’ın efsanelerimizdeki yeri ve tarihi önemi çok ayrıdır. İşte Dedemli’ye adını veren Bayram Seydi Veli Hazretleri de Horasan Erenleri’nden olup, 14. asırda doğmuş. Karamanoğlu döneminde Anadolu’ya göç edenlerdendir. Alimlerin, mürşidlerin ve dervişlerin ocağı Horasan’dan kalkıp, Karaman’ın Belviran Nahiyesine bağlı “Seydi öyüğü” köyünü kurarak, tasavvuf, zirai ve sınai alanlarda, dini ilimlerde insanlara dersler vermeye ve talebe yetiştirmeye başlamış. Hem Karamanoğlu’ndan ve hem de Osmanlı döneminde, bilhassa Fatih’in oğlu II. Beyazid’den maddi, manevi büyük destek gören dedemizin anısına “Seydi öyüğü” köyü kuruluşundan itibaren önce “Dedem Bayram Veli’ nin Köyü” olarak anılagelmiş, zamanla da “Dedemin Köyü” ve en son olarak da “Dedem Köyü” namıyla anılmıştır. Geçmişten günümüze hastalarına şifa, dertlerine deva arayanlar, huzurlu bir ömre el açanların derin bir saygı ve hürmetle türbesini ziyarete geldiği Bayram Seydi Veli Hazretleri’ nin ebedi istirahatgahını biz de ziyaret edip, duamızı ederek, kitabesini inceledik. Naklettiğim bu bilgileri de kitabesinden derledik.
İşte en az 500 yıllık bir çınar olan Dedemli’nin kuruluş öyküsü de böyle. Mademki bu konuya girdik, kasabada yaşatılan bir efsaneyle konuyu tamamlayalım. Dedemli’ye varışımızda etrafa bakıp, dere- tepe ve yalçın kayalıklarla çevrili dağlara göz gezdirdikten sonra “Bu kadar insan burada neyle geçinir” diye sorduğumda Bereket üzerine işte bu efsane anlatılmıştı.
Rivayete göre Bayram Seydi Veli Hazretleri kızını Alanya taraflarına gelin etmektedir. Kız gelin verildiği yer için gönüllü değildir. Telli- duvaklı yola çıkarılan gelin için geride kalanların hüzünlü bir ruh haliyle inancı odur ki; kız dönüp geriye bakarsa bereket burada kalacaktır. Ardına bakmadan giderse zenginlik ve bereket gelinle beraber gittiği yere götürülecektir. Ve gelin “Karabelen” denilen yerde durur, Dedemli’ye bakar, sonra da yoluna koyulur. Fakat efsaneye göre Geyikdağı’nda dev bir kayalık yarılıp, bir uçurum açılır, gelinimizi yutar, yarılan bu geçitte gelinin alı (kırmızı örtüsü) sıkışıp orada kalır. Rivayete göre genç kız dua etmiştir ve bu dileği burada kabul edildiğine inanılır. Bu efsaneye göre para, pul, zenginlik ne varsa Torosların arka yüzüne, Alanya tarafına gitmiştir, ama bereketi bu yüzde kalmıştır. İşte gelir seviyesi ne olursa olsun Dedemli insanı kanaatkardır, paylaşımcıdır, güleryüzünü esirgemez.
24 Mayıs’ta Toroslar’da baharın en güzel döneminde Dedemli’deydik. Belediye Başkanı Sayın İbrahim öksüz, Tarım Danışmanı Neşe Hanım, Bozkır İl Genel Meclisi Üyesi olduğunu öğrendiğim emekli öğretmen Hayri Hocam ve daha bir gurub Dedemli insanı bize çalışmalarımızda ve gezimizde refakat edip, ilgi ve alakalarını esirgemediler. Hepsine minnettarız, gönülden teşekkürlerimizi, saygılarımızı sunuyoruz. Halkın adamı babacan tavırlı ve oldukça mütevazi bir insan olan Belediye Başkanı İbrahim Bey’le Tarım Danışmanı Neşe Hanım Dedemli’yi tanıtım çalışmamızda öyle alakadar oldular ki anlatamam. Beldenin her köşesini, bağını, dağını gezdirip bizi bilgilendirdiler. Bu arada tarım Danışmanımız Neşe Hanım’dan söz etmezsem haksızlık olur sanırım. Köylüsüyle, çiftçisiyle hemen kaynaşmış, yenilikçi, atılgan ve araştırmacı kimliği hemen dikkatinizi çekiyor. İşine kendisini adamış, başarılı bir meslektaş. Bu çetrefilli yolda ona da başarılar diliyoruz. Kasabanın ilköğretim okulunda tarım dersi de veren Neşe Hanım, pilot bölge uygulaması yapan Hadim’deki 3 okuldan birisi olan Dedemli İlköğretim Okulu’nun “Bilgi Teknolojisi ve Eğitim Sınıfı” nı gezdirip, Okul Müdürü Muhammed Gümüşlü ve öğretmen kadrosuyla tanışmamıza vesile oldular. Bilgisayar donanımlı, projeksiyon cihazlı, tepegözü ve fotokopi makinasıyla tam bir eğitim yuvası kurarak emek verenleri ve desteğini esirgemeyenleri kutluyoruz. Bu güzel beldede ve bütün ülkemizde eğitim ordumuzun yolu aydınlık olsun. Geleceğimizin teminatı çocuklarımızın en iyi eğitimi alarak çağı yakalaması en büyük dileğimizdir.
Dedemli Konya’ya 150, Hadim’e 20 km mesafede, mahalleleriyle birlikte 7 bin nüfuslu yöresinin en büyük kasabası olup, tarım ve kısmen hayvancılık merkezli geçim kaynakları olan güzel bir belde. Bundan böyle ‘Dedemli’ denilince, benim aklıma iki şey gelecek; biri tabii güzelliği, ikincisi kirazı olacak. Doğaya ilgi ve merakı olanlar için geçerli olan birinci özellik, klasik deyimle; anlatılmaz, yaşanır. Görmeyenlere öneriyorum, imkanınız elveriyorsa hemen baharın güzelliklerini kaçırmadan Dedemli’ye uğrayın, görün. “Nasıl gidilir?” derseniz; Bozkır yolundan ilçeye 5-6 km kala sola, Üçpınar yoluna saparak Dedemli istikametine devam ederseniz bu yol sizi Göksu Nehrimizin ilk kaynağı suyun kıvrıla, kıvrıla yol aldığı derin bir kanyona indirecektir. Dağların en canlı olduğu bu dönemde bütün renkleri her tonuyla, binbir çeşit çiçekleri doğal fonuylaseyrederken, akarsuyun pırıl pırıl görüntüsüyle yatağının iki yanında yeralan mini sebze ve meyve bahçelerine hayat verişini izlersiniz. Bu su kaynağının paralelindeki asfalt yol sizi önce Dedemli’ye devamında da önce Karapınar Alabalık Tesisi’ne daha sonra da kaynağın dağdan doğduğu yerde, Kadir Abi ve ailesinin işlettiği alabalık tesislerine çıkarır. İşte burası çok önemli bir mekan. Üç tarafı yalçın kayalıkların dik uçurumlarla bir çanak oluşturduğu su çıktığı diye anılan köşede belediyece yap- işlet- devret modeliyle işletmeye açılmış yıllık 10 ton balık işleyen bir tesis. Babacan bir adam olan Kadir Abi’miz ve yardımcıları size ızgara alabalık ve salatadan oluşan mönüyü yörenin enfes balıyla tamamlayan bir ziyafet sunuyorlar ki, unutamazsınız. Servis, hizmet mükemmel ve ortam süper. Bir benzetme yapmak gerekse, hani kovboy filmlerinde görürsünüz; muhteşem bir doğanın ortasında dumanı tütüp duran tek başına bir çiftlik evi olur ya işte öyle bir yer burası da. Buradan sonrası yoktur hissine kapıldığımız yerden yukarıya devam ediyoruz, yol bizi dar bir geçitten yemyeşil bir koridora, daha doğrusu Dedemli’nin teras katına çıkardı. Çatdere Mahallesiymiş burası da. Her yamaçta teraslanmış kiraz bahçesi öbekleri, tertemiz bahçeler, karakovanlara bal taşıyan arıların mekanı olmuş parselleriyle seyir zevki mükemmel bir yer. Her yer yemyeşil, her şey doğal. Böylesi yerlerde aklıma şu takılır hep: Yaradan’ın cömert davrandığı, güzelliklerin sergilendiği yerlerde yaşam da inadına zor ve meşakkatli. Ama kolay olsa zaten değerini bilmiyoruz...
Dalıp gitmişim doğaya... Kiraza, o müstesna meyveyle ilgili yazacaklarıma yer az kaldı. Yöre insanı için yaşam biçimi olmuş, üç kişinin biraraya geldiğinde konuştuğu tek konu “kiraz” dersek abartmış olmayız. Bölgede 15 yıla dayanan geçmişi var Napolyon Kirazı’nın. İnsanların hayat damarı. Dedemli ve mahallelerinde 100 binden fazla kiraz dikilmiş, şehirden köye göçü tersine çevirmiş, insanımız kendi çapında büyük yatırımlara girişmiş. En düşük rekoltenin gerçekleştiği geçen yıl bile 350 ton kiraz üretmiş Dedemli çiftçisi. Tabir yerindeyse dağ- taş kiraz olmuş. Fidanını kendisi üreten, her geçen gün kendini geliştiren bilinçli bir üretici kitlesi ve güçlü bir sektör olmaya başlamış, insanların eli para görmeye başlamış. Bunlar müthiş güzel ve çok sevindiğimiz gelişmeler. Belediye Başkanımız üreticinin yanında olduklarını, üretimi artırmak için gereken her türlü çalışmaları yaptıklarını, 1900 metre rakımlı Sugözü mevkiinden debisi saniyede 40 litre olan su kaynağını cazibeli sistemle kasabaya taşıyacaklarını, Köy Hizmetlerince yürütülen projeyi ihale aşamasına getirdiklerini, ne pahasına olursa olsun bunu başaracaklarını dile getirdi. Biz de inşallah diyoruz ve ürününüze ürün, bereketinize bereket katsın diliyoruz.
Bölge üreticisinin kara elması kirazında, alanın da, satanın ve üretenin de handikapları, tedirginlikleri de var elbet. Bu yıl herkesi, hepimizi tedirgin eden, kirazlarda kurumayla sonuçlanan münferit gelişmeler moralleri bozup can sıkmış. Uzmanlarımızın, Üniversite ve araştırma kuruluşlarımızın konuya hemen el atmış olduklarını, çaresizlik gibi bir durumun olmadığını, moral motivasyonun bozulmadan devamlılığın sağlandığını; ancak menşei belirsiz, sertifikasız fidanların bölgeye sokulmaması gerektiğini, uzmanlar altını çizerek belirttiler.
Sözü çok uzattım. Çok güzel bir belde ve altın kalpli insanlar tanıdım. Selam ve saygılarımı sunuyorum Dedemli’nin bütün insanlarına...
Sözümü bitirirken, beldesinde çok sevildiğini yakınen müşahade ettiğimiz merhum Belediye Başkanı Muammer Aydın’ı rahmetle anıyor, geride kalanlara başsağlığı diliyorum. Saygılarımla...
Facebook'ta Yayınla>