Ülkemiz zeytinin anavatandır. Zeytin, 1998 yılı itibariyle 600.000 hektar alan üzerinde 94 milyon ağaç varlığı ile tarım ekonomimizde önemli bir yere sahiptir. Dünyanın en önemli zeytinci ülkeleri arasında yer alan Türkiye dane zeytin üretimi bakımından dünyada 4.sırada yer almakla birlikte özellikle siyah zeytin üretiminde 1.sıradadır. Elde edilen ürünün yaklaşık %75’i yağlık, %25’i ise sofralık olarak değerlendirilmektedir.
Zeytinyağı yüzyıllar boyunca lezzeti ve besleyici özelliklerinin yanı sıra tıbbi yönüyle de önemlidir. Yapılan araştırmalar, zeytinyağının en kolay hazmedilen yağ olduğunu göstermiştir. Yemeklerden önce içilirse mideyi ülsere karşı koruduğu da bilinir. Aynı şekilde, bağırsak, idrar yolları, safra kesesi rahatsızlıklarının azaltılmasında ve gastritin giderilmesinde de etkilidir. Çocuklara özellikle yararlıdır, beynin gelişimini ve kemiklerin güçlenmesini hızlandırır. Başta E vitamini olmak üzere, içerdiği A,D,K vitaminleri sayesinde hücreleri yeniler, doku ve organların yaşlanmasını geciktirir. Ayrıca cildi besleyici, koruyucu, saçları kuvvetlendirici özelliklere de sahiptir. Yağsız inek sütüne zeytinyağı katıldığında, anne sütünü bırakmış bebekler için anne sütü gibi doğal bir besin kaynağı özelliği kazanır.
Zeytinyağının belki de en önemli özelliği kalp-damar hastalıkları üzerindeki olumlu etkisidir. Gerek ülkemizde, gerekse yurt dışında yürütülen araştırmaların hiçbir kuşkuya yer vermeyecek bir biçimde kanıtladığı gibi, zeytinyağı kandaki kolesterol düzeyinin denetlenmesini kolaylaştırır, zararlı kolesterol miktarını düşürür, dolayısıyla da kalp krizi riskini azaltır.
İKLİM VE TOPRAK İSTEKLERİ
Zeytin Entansif yetiştiriciliğe uygun olduğu gibi, diğer ürünlerin yetiştirilemediği besin maddelerince fakir ve sulama imkanı bulunmayan kıraç topraklarda da yetiştirilebilmektedir.
Entansif bir zeytincilik tesisi sulanabilir ve verimli sahalarda kurulmalıdır. Ilıman iklimden hoşlanan zeytin için kışın dayanabileceği en düşük sıcaklık –7oC olup bu derecenin altında don zararı artar. Ekonomik anlamda tatminkar bir yetiştiricilik açısından yıl içerisinde iyi bir dağılım göstererek yıllık yağış en az 400 mm. olmalıdır. Zeytin genellikle kalkerli-kumlu, derin nemli ve besin maddelerince zengin toprakları sever. Toprak derinliği nem miktarının uygun olduğu yerlerde 75 cm, alttaki ana kayanın yekpare olduğu yerlerde en az 150 cm. olmalıdır.
BAHÇE TESİSİ
Yeni bir tesis kurulmadan önce, tesviye, drenaj gibi toprak hazırlıkları tamamlanmalıdır. Taban suyunun yüksek olduğu yerlerde ancak drenaj yapıldıktan sonra tesis kurulabilir. Meyilin az olduğu yerlerde toprak muhafaza tedbirleri alınarak, meyilin % 5’den fazla olduğu yerlerde özel teraslamalarla tesis kurulur.
Zeytin yetiştiriciliğinde farklı şartlarda değişik dikim şekilleri uygulanabilir. Genellikle, düzgün ve köşeleri dik açılı yerlerde kare, ara ziraatı yapılan yerlerde dikdörtgen, geniş sahalarda birim alanda daha fazla ağaç dikmek için üçgen dikim şekilleri tercih edilir. Buna mukabil meyilli alanlarda toprak-su muhafaza tedbirleri alındıktan sonra kontur dikim uygulanır. Dikim öncesi iyi bir toprak işleme, gerekli ise drenaj ve tesviye işleri mutlaka yapılmalıdır.
Zeytinlik tesisinde aşı veya çelik yöntemiyle yetiştirilmiş 2-3 yaşlı fidanlar kullanılmaktadır. Bu fidanlar verimli klonlardan üretilmiş ve sağlıklı olmalıdırlar.
Dikimde fidanlara uygulanacak aralık ve mesafelerin tespitinde çeşit özelliği dikkate alınmalıdır. Küçük taç oluşturan Gemlik çeşidi 5 x 5 m. aralık ve mesafe ile dikilebilir. Domat gibi büyük ve yaygın ağaç yapısına sahip çeşitlerde ise ileride bir sıkışıklığa sebep olmamak için aralık ve mesafeler daha geniş tutulmalıdır.
Fidan dikiminde 80 x 80 cm. lik derinlikte açılan çukurlara dikim tahtası kullanılarak dikim yapılmalıdır. Dikim esnasında çukurlara temel gübreleme uygulanmalıdır. Dikim tüplü fidanlarda toprak seviyesinde olmalı, fidanlar aşılı ise aşı noktasının toprak altında kalmamasına dikkat edilmeli ve dikimden hemen sonra fidanlara can suyu verilmelidir.
Dikim sonrası hastalık ve zararlılardan korunmak için kesim yerleri macunlanmalı, birkaç yıl bolca sulanmalı, yabancı ot mücadelesi yapılmalı, çanakta oluşan kaymak çapalanmalı, hastalık ve zararlılarla yoğun mücadele edilip ikinci veya üçüncü yıl hafif kesimle şekil verilmeye başlanmalıdır.
TOPRAK İŞLEME
Toprak işlemenin pratik faydaları şunlardır:
Toprağı kabartmak, su tutma kapasitesini artırmak, gerekli olan havayı temin etmek, homojen bir yapı oluşturmak, ayrıca verilen kireç, çiftlik gübresi, yeşil ve mineral gübrenin toprakla gerektiği gibi karıştırılmasını sağlamak ve yabancı otları yok etmektir.
Böylece toprak fiziksel, kimyasal ve biyolojik olaylar için gerekli ortamı kazanmış olur.
Hasat sonu kış yağmurlarının toprağa daha iyi işlemesi için sıra araları 5 soklu pullukla 20-25 cm. derinlikte işlenebilir. Ağır topraklar kumlu topraklara göre daha derin işlenmelidir. Orta ve ağır bünyeli topraklarda pulluğun aynı işleme derinliğinde sık sık kullanılması sonunda çizi tabanı denilen bir katman oluşur. Bu tabaka dip kazan aleti ile sürülmelidir veya sürüm derinliği değiştirilmelidir.
İlkbaharda kazayağı, diskaro, kombine tırmık gibi aletlerle yüzeysel sürüm yapılır. Bu dönemdeki toprak işlemenin çiçek tutumu başlangıcından birkaç hafta önce bitirilmiş olması gerekir. Yüzeysel toprak işlemenin amacı, sulamadan sonra yüzeysel toprağın yapısını iyileştirmek ve yabancı ot kontrolünü sağlamaktır.
Meyilli arazilerde toprak erozyonunu önlemek ve su tutumunu sağlamak için toprak işleme meyile dik yönde yapılmalıdır.
GÜBRELEME
Gübreleme, ağaçlarda düzenli bir gelişme ve büyüme ile daha bol ve kaliteli ürün elde etmek için vazgeçilmez bir bakım tedbiridir.
Dengeli beslenmeyen ağaçlarda ürün miktarı azalır, yağ miktarı ve kalitesi düşer, daneler küçülür, hastalık ve zararlılara mukavemetleri ve soğuğa dayanma güçleri azalır.
Bir ağaca verilecek gübre miktarlarını belirlemek için yaprak-toprak analizleri yapılmalıdır. Pratikte verilecek gübre miktarları ağaç yaşı ve ürün miktarlarına göre ayarlanır.
Zeytin ağacı gelişme başlangıcı ve çiçeklenme dönemi olan Mart-Mayıs ayları ile çekirdek sertleşmesi dönemi olan Temmuz aylarında daha fazla bitki besin maddesine ihtiyaç duyar. Zeytinliklerin Şubat-Mart aylarında ilkbahar yağmurlarından önce gübrelenmesi gerekmektedir.
Gübre uygulamalarında azot, fosfor ve potasın hepsi birden verileceği gibi, fosfor ve potasın tümü ile, azotun ise 2/3’ü Şubat-Mart’ta 1/3’ü de meyve gelişme döneminde uygulanabilir.
SULAMA
Zeytin üretim alanlarımızın % 75’i kır ve kır-taban gibi meyilli alanlarda olup % 90’nı kuru şartlarda bulunmaktadır.
Zeytinde verimi etkileyen önemli hususlardan birisi de topraktaki mevcut rutubetin muhafazasıdır. Bunun için alınacak tedbirler şunlardır :
1. Meyilli arazilerde toprağın daha fazla su tutmasını sağlamak ve erozyonu önlemek için uygun tipte teraslar yapmak,
2. Sulama imkanı olmayan zeytinliklerde toprakta daha fazla su depolanmasını sağlamak ve toprak rutubetini muhafaza etmek üzere toprak işleme ve yabani ot mücadelesine önem vermek,
3. Mümkün olan yerlerde zeytinleri sulamak,
Zeytin yıl içersisindeki tüm gelişme dönemlerinde topraktaki nem eksikliğine göre çeşitli tepkiler gösterir. Bunları gidermek için ihtiyaç duyduğu dönemlerde sulamak gerekir. Sulamaya en çok ihtiyaç duyulan dönem çiçeklenme sonu ile meyvede renk dönüşümü aşamaları arasındaki dönemdir. özellikle de çekirdek sertleşme döneminde zeytinin su ihtiyacı karşılanmalıdır. Bu dönemde sulama yapılırsa ürün miktarı ağırlıkça artarken, ürünün sofralık değeri de yükselir.
BUDAMA
Sulama kadar budama da verime yönelik uygulanan kültürel işlemlerden birisidir. Zeytin ağacının gençlik, olgunluk ve yaşlılık dönemlerine ait muhtelif safhalarında farklı budama sistemleri uygulanır. Bunlar şekil, mahsül ve gençleştirme budamaları olarak tanımlanabilirler.
Şekil budaması, fidanın mümkün olduğu kadar kısa sürede şekillenip geliştirilerek meyveye yatmasını sağlamak için yapılır. Ağacın ilerideki tacı bu safhada oluşturulur. Zeytinlere genellikle tek gövde ve 3-4 ana dallı olacak biçimde şekil verilir.
Zeytin dalları güneş yakmasına çok hassastır. Sert budama ana dalları güneş ışığına maruz bırakır. Güneş yakmasından da korunmak üzere dallar üzerinde iyi bir yaprak örtüsü teşekkül ettirilmelidir. Gelişmeyi yavaşlatacak aşırı kesimden kaçınmalıdır.
Fidanlıklarda ve genç tesislerde ilk yıl; çatıyı teşkil edecek ana dalları oluşturmaya yönelik seyreltmeler yapılır ve gövde üzerinden çıkan sürgünler ve ayrıca dipten çıkan kuvvetli dip sürgünleri temizlenir. Daha sonraki yıllarda tacın dengesini bozan birbirine yakın, üst üste binmiş gereksiz dallar uygun şekilde kesilir. Bu işlem yazın yapılabildiği gibi kışın da yapılabilir.
Verimlilik devresindeki budamaya mahsül budaması denilmektedir. Amaç, tacın yaprak odun oranı açısından dengede tutulması suretiyle yeşil aksamın daha iyi havalanmasını, güneşlenmesini temin etmek ve bunun sonucunda verimliliğin devamını sağlamaktır.
Mahsül budaması her yıl yapılabildiği gibi iki yılda bir, verim yılı öncesinde de uygulanabilir. Budama ilkbaharda ve de soğuk tehlikesi yüksek olan yerlerde şiddetli soğuklar geçtikten sonra yapılmalıdır. Bol su ve gübre bulan ağaçlar hafif bir şekilde budanmalıdır ki, aşırı kuvvetli sürgün teşekkül etmesin. Çünkü bu tip sürgünler genellikle verimsizliğe sebep olurlar. Suyun ve gübrenin yetersiz olduğu, hastalık ve zararlıların tesiriyle zayıf düşmüş ağaçlar daha sert bir şekilde budanmalıdır.
Yaşlanmış ağaçlarda odun aksamı artar. Yeşil görünüm kaybolur. Sürgün faaliyetleri azalır. Zeytinde kendini yenileme gücünün fazla oluşu nedeniyle gençleştirmeye gidilmelidir. Gençleştirme ana dal seviyesinde, gövde seviyesinde ve dipten olacak tarzda yapılabilir (Şekil 1).
Şekil 1. Gençleştirme budaması uygulanmış bir zeytin ağacı
Odunlaşmış, çıplaklaşarak uzamış ve sadece uç kısımlarında az miktarda ürün alınabilen ana dallara sahip ağaçlarda tacın yeniden şekillendirilmesi ve verimlendirilmesi için bu ana dalların ortadan kaldırılması gerekir.
Dallar gövdeye bağlandıkları noktanın 15-20 cm. üzerinden kesilir. Bu kesim ya periyodik yapılır veya ana dalların hepsi tümden çıkartılırlar.
Gövde seviyesinden yapılan gençleştirmeler özellikle tacı verimden düşmüş, sağlam ve yüksek gövdeli ağaçlarda gövde yüksekliğini daha aşağı seviyelere indirmek imkanını vermektedir. Bu kesimlerde aşı yerine dikkat edilmelidir. Kesimin aşı yerinin altından yapılması durumunda yeniden aşılama söz konusu olacaktır.
Gövdeleri çürümüş ve içleri boşalmış yaşlı ağaçlar ancak dipten kesilerek gençleştirilebilir. Bunların dışında diğer bir uygulama, verimden tamamen çıkmış ağaçlarda herhangi bir gençleştirmeye gitmeden bu ağaçların yanında ve sıra aralarında yeniden fidan dikilerek plantasyonların yenilenmesidir. Bu uygulamada yeni dikilen genç fidanlar belirli bir gelişme seviyesine ulaşınca yaşlı ağaçlar sökülürler.
Gençleştirmenin başarılı olabilmesi için kesim yerlerinin koruyucu bir madde ile kapatılması, gençleştirilen ağaçlara başta gübreleme olmak üzere gerekli kültürel tedbirlerin uygulanması, hayvan zararının ve erozyonun önlenmesi önemlidir.
Çeşitli seviyelerde uygulanan gençleştirmelerde ilk yıl teşekkül eden sürgünlerin hepsinin gelişmesine müsaade edilmelidir. İkinci yıl bu sürgünlerin % 50’si çıkartılır. Daha sonraki yıllarda iki veya üç ana dallı olarak ağaç tacı oluşturulur.
Gerekli bakım tedbirleri ile yapılan uygun gençleştirme budaması neticesinde ağaç yenilenmiş ve bunun sonucunda ürünün miktarı ve kalitesi arttırılmış olur.
HASAT
Hasat üretim masrafları içerisinde % 50-60'lık bir pay ile en önemli maliyet unsuru durumundadır. Zeytin sofralık veya yağlık olarak değerlendirildiği için hasadı da farklı periyotlarda yapılmaktadır. Yeşil zeytin hasadı meyvelerin rengi sarımsı-yeşile döndüğünde yapılır. Dokusu sertliğini biraz yitirmiş ve meyve normal iriliğini almıştır. Hasat zamanı; iklim, çevre ve çeşide göre Eylül-Ekim aylarıdır.
Zeytinler siyah olarak hasat edilecekse çeşide has olgunluk rengini alması beklenir. Fazla gecikme danede yumuşamaya neden olur. Hasat genellikle Kasım-Aralık aylarında yapılır.
Yağlık zeytinler ağaçta yeşil meyve kalmadığında, yağ oranının en yüksek seviyeye çıktığı zaman toplanır. Kabuğun etten kolay ayrılması, parmak arasında sıkıldığında meyvenin çekirdeğinin kolayca ayrılması ve sap çukurundan meyve suyunun çıkması hasat zamanının pratikteki göstergeleridir. Mevsim durumuna göre yağış, fırtına, soğuk ve don zararı söz konusu ise ve ayrıca zeytin sineği zararı varsa erken hasat yapılabilir. Meyvemsi bir tat isteniyor ise yine erken hasat söz konusudur.
Hasat yöntemleri; ağaçtan düşürme-yerden toplama ve doğrudan ağaç üzerinden elle veya bazı yardımcı aletlerle toplama şeklindedir.
Ürün kalitesi yönünden en iyi hasat şekli ürünün sıyrılmasıdır. Deneyimli personel de olursa randıman yükselir. Zeytinler sepete, torbaya veya sergi üzerine yere sıyrılabilir.
Sırıkla yapılan hasatta dalların ve filizlerin kırılması, kanserli bölgelerde bulaşma ve müteakip yılın ürünün zarar görmesi gibi olumsuzluklar söz konusudur. Eğer zorunlu olarak sırık kullanılacaksa sırık üzerine bez veya benzeri malzeme sarılmalıdır. Vuruş şekli içten dışa doğru olmalıdır (Şekil 2).
Şekil 2. Geleneksel sırıkla hasat yönteminin uygulanışı
Son yıllarda kayıpların önlenmesi ve randımanın artırılması için mekanik hasada geçilmiştir. Elle kullanılan basit taraklarla randıman % 20 artmıştır (Şekil 3). Küçük bahçelere ve büyük makinelerin giremeyeceği plantasyonlara düşük maliyetli basınçlı hava ile çalışan taraklar, sarsıcılar ve çırpıcılar sokarak hasat yapılabilir.
Şekil 3. Mekanik hasatta “Pnömatik Tarak Yöntemi” ile hasat
Sarsıcı makinelerin iş randımanını artırmak için danelerin kopmasını kolaylaştırıcı kimyasal maddelerle çalışma yapılmaktadır. Çeşitli yöntemlerle hasat edilen zeytinlerle birlikte, yaprak ve filizler de dökülür. Bunların daneden elle ayrılması zaman kaybına neden olur. Bu ayırma işleminde elek ve temizleyiciler kullanılmaktadır.
ZEYTİN ÇEŞİTLERİ
Zeytincilikte bahçe tesis ederken çeşit seçimi önemlidir. Ürünün sofralık veya yağlık değerlendirilmesi durumları dikkate alınarak uygun çeşidin seçilmesi ve seçilen çeşidin yetiştirme koşullarına adaptasyon durumunun dikkate alınması ekonomik bir zeytin yetiştiriciliği için büyük bir önem taşımaktadır.
Türkiye’de yaygın olarak yetiştiriciliği yapılan bazı çeşitler şunlardır.
Ayvalık:
özellikle Edremit körfez bölgesinde yaygındır. Ağacı kuvvetli ve dik gelişir. Mekanik hasada uygun bir çeşittir. Kendine kısmen verimlidir. Tozlayıcı çeşitleri Gemlik, Memecik ve Erkence’dir. Köklenme kabiliyeti yüksek olduğundan çelikle üretilebilir. Meyvelerinin yağ oranı ve kalitesi yüksektir. Meyvesi orta irilikte olup eti çekirdekten zor ayrılır (Şekil 4). Yağlığın yanısıra sofralık olarak da değerli bir çeşittir.
Şekil 4. Ayvalık zeytin çeşidi
Domat:
özellikle Manisa’nın Akhisar ilçesinde yaygındır. Kuvvetli gelişen bir çeşit olup geniş ve yayvan taç oluşturur. Entansif şartlarda verimi yüksek ve düzenlidir. Çeliklerinin köklenme kabiliyeti çok düşük olduğundan aşı ile üretilmektedir. Meyvesi iridir ve geç olgunlaşır, yağ oranı orta seviyededir. Eti çekirdekten zor ayrılır. Soğuğa hassas olup, zeytin kanserine kısmen dayanıklıdır. Yeşil sofralığa yönelik bir çeşittir.
Gemlik:
Marmara bölgesinin ve ülkemizin başta gelen siyah sofralık çeşididir. Ağacı orta kuvvette olup verimi yüksek ve oldukça düzenlidir. Kısmen kendine verimli olan bu çeşidin tozlayıcıları Ayvalık, Çakır, Samanlı ve Erkence çeşitleridir. Meyvesi erken olgunlaşır, eti çekirdekten kolay ayrılır (Şekil 5). Yüksek yağ oranı sebebiyle sofralığa uygun olmayan daneler yağa işlenmektedir. Soğuğa kısmen dayanıklı bir çeşittir.
Şekil 5. Gemlik zeytin çeşidi
Manzanilla:
İspanya kökenli bir çeşittir. Entansif yetiştiriciliğe uygundur ve ağacın gelişme kuvveti orta düzeydedir. Bu çeşidin farklı tipleri olduğu bilinmekte olup, ülkemizde yetiştiriciliği yapılan tipinde kendine döllenme problemi tespit edilmiştir. Bu sebeple bahçe tesisinde mutlak surette tozlayıcı çeşide gereksinim vardır. Tozlayıcı olarak Uslu ve Ayvalık tavsiye edilmektedir. Çok yüksek köklenme oranı sebebiyle çelikle üretilmektedir. Meyvesi erken olgunlaşır, yağ oranı orta düzeyde fakat kalitesi iyidir. Eti çekirdekten kolay ayrılır. Başlıca yeşil salamuralık olarak değerlendirilen bu çeşidin solgunluk, halkalı leke ve zeytin dal kanserine karşı hassas olduğu bilinmektedir.
Memecik:
Ege bölgesi ve ülkemizin en çok ağaç varlığı olan çeşididir. Ağacı kuvvetli gelişir. Kendine kısmen verimli olduğu bilinen bir çeşittir. Tozlayıcı olarak Ayvalık, Gemlik gibi çeşitler önerilir. Meyveleri yüksek yağ oranına sahiptir ve yağ kalitesi yüksektir. Eti çekirdekten zor ayrılır. Hem yağlık hem de sofralık olarak 2 yönlü bir çeşittir. Soğuğa ve kurağa hayli mukavimdir.
ZEYTİN HASTALIKLARI
Zeytinlerde Halkalı Leke Hastalığı
Hastalık etmeni kışı yere dökülen veya ağaç üzerinde kalan canlı ve kurumuş hastalıklı yapraklarda geçirir. Etmenin optimum gelişme sıcaklığı 18-20 oC dir. Hastalık 9 oC’nin altında ve 30 oC’nin üzerinde gelişemez.
İlkbahar ve sonbaharı yağışlı ve nemli geçen bölgelerde hastalık daha yaygın olarak görülmektedir. Ayrıca kuytu ve su tutan yerler, hava ve güneş almayan sık dikilmiş budanmamış zeytinlikler hastalık için uygun ortamlardır. Fazla azotlu gübre ve çiftlik gübresi kullanılması hastalığın artmasına neden olur.
İlk belirtileri ilkbaharda yaprakların üst yüzeylerinde siyahimsi gri renkte yuvarlak noktalar şeklindeki lekelerdir. Bu noktaların bulunduğu yerde renk açılır, daha sonra bunun çevresinde normal yaprak renginde bir halka oluşur ve bu halkalar gelişir. Bu görünüm nedeniyle hastalığa halkalı leke hastalığı denilmektedir.
Yaprakların fonksiyonlarını tam yapamamaları meyve tutumunun azalmasına ve erken meyve dökümüne neden olur. Epidemi yıllarında yaprakların tamamının dökülmesiyle ağaçlar çıplak kalabilirler. Bu durumda kuvvetten düşen ağaçlarda sürgün ve ince dallar kuruyabilir.
Mücadelesi :
Kültürel önlemler :
a-Taban arazide, ağır ve su tutan topraklarda, havasız ve nemli yerlerde zeytinlik tesis edilmemelidir.
b-Su tutan arazilerde drenaj kanalları açılarak su akıtılmalıdır.
c-Gübreleme ve sulama, tekniğine uygun yapılmalıdır. Kreç bakımından zayıf topraklar kreçlenmeli veya kreçli gübre kullanılmalıdır.
d-Ağaçlar havalanacak ve yeterli ışık alacak şekilde budanmalıdır.
e-Yere dökülen lekeli yapraklar toplanıp yakılmalı veya derince sürülerek toprağa gömülmelidir.
f-Hastalığa dayanıklı çeşitlerin yetiştirilmesine çalışılmalıdır.
Kimyasal Mücadele :
Bölgelere göre değişik zamanlarda yapılır.
Marmara bölgesinde;
1. İlaçlama : Sonbahar sürgünleri görülmeden hemen önce,
2. İlaçlama : Çiçek somakları belirginleştikten sonra, çiçekler açmadan önce,
Akdeniz bölgesinde;
1. İlaçlama : Hasattan sonra,
2. İlaçlama : İlkbahar sürgünleri görülmeden hemen önce,
3. İlaçlama : Çiçek somakları belirginleştikten sonra, çiçekler açmadan önce,
Ege Bölgesinde ;
1. İlaçlama : Sürgünleri görülmeden önce,
2. İlaçlama : Çiçek somakları belirginleştikten sonra, çiçekler açmadan önce.
Etkili Maddenin Adı ve Yüzdesi Formülasyonu
Dozu (100 lt. suya preparat)
Bakır sülfat (% 98) +
Sönmemiş kireç % 1.5 luk Bordo bulamacı (1.ilaçlamada) 1500 gr.
750 gr.
Bakır sülfat (% 98) +
Sönmemiş kireç % 1 lik Bordo bulamacı (2.ilaçlamada) 1000 gr.
500 gr.
Hazırlı bakırlı ilaçlar Islanabilir toz (WP) 400 gr.
İlaçlamalarda yüksek basınçlı motorlu pülverizatörler kullanılmalıdır.
Zeytinde Dal Kanseri
Zeytin dal kanseri genellikle zeytin ağacının gövde, dal ve sürgünlerinde değişik büyüklükte ur ve siğiller şeklinde görülür. Bunların büyüklüğü, etmenin bulaştığı yara büyüklüğü ile orantılıdır. Senelik sürgünlerdeki siğiller küçük ve yuvarlaktır.
Hastalık etmeni bir yara parazitidir. Bitkiye, budama, hasat, don ve dolu sebebiyle oluşan çatlaklardan ve böceklerin açtığı yaralardan giren bakteri bulaştığı yerlerde önceleri küçük siğil şeklinde urlar oluşturur. Birkaç ay içersinde bu urlar irileşerek fındık büyüklüğünü alırlar. önceleri yeşil renkte olan urlar zamanla grileşir ve üzerlerinde çatlaklar oluşarak pürüzlü bir görünüm kazanırlar. Hastalık sonucunda ağaçlarda kurumaya varan zararlanmalar görülür.
Mücadelesi :
Kültürel önlemler :
1.Sık sık don olayının meydana geldiği yerlerde zeytin üretimi yapılmamalı,
2.Kanserli fidanlarla zeytinlik tesis edilmemeli,
3.Aşı kalemlerini kansersiz zeytinliklerden almalı,
4.Kanserle bulaşık zeytinliklerde budama işleri rutubetli ve yağışlı günlerde yapılmamalı,
5.Budamaya öncelikle kanserli ağaçlardan başlanmalı, budama aletleri her ağaç değiştirişte %10’luk Sodyum hipoklorit (Klorak) eriyiğine batırılıp dezenfekte edilmeli,
6.Ağaçlara kompoze gübre verilmeli,
7.Sırıkla hasat yapılmamalıdır.
Kimyasal Mücadele :
1. İlaçlama : Hasattan hemen sonra,
2. İlaçlama : Dolu ve don zararlarından sonra,
3. İlaçlama : İlkbahar yağmurları başlamadan önce,
4. İlaçlama : Sonbahar yağmurları başlamadan önce Bordo bulamacı uygulanarak yapılmalıdır.
Etkili Maddenin
Adı ve Yüzdesi Formülasyonu Dozu (100 lt. suya preparat)
Bakır sülfat (% 98) +
Sönmemiş kireç % 2'lik Bordo bulamacı (1.,3. ve 4. ilaçlamada) 2000 gr
1000 gr
Bakır sülfat (% 98) +
Sönmemiş kireç % 1'lik Bordo bulamacı (2.ilaçlamada)
1000 gr
500 gr
ZEYTİN ZARARLILARI
Zeytin Sineği
Larvası meyve etinde galeriler açarak beslenir ve özellikle salamuralık çeşitlerin salamuralık özelliklerini azaltarak ve yağlık çeşitlerde asitliğin yükselmesine sebep olarak ekonomik kayıplara yol açar.
Mücadelesi :
Kültürel Mücadele :
Pupalarının yok edilmesi amacıyla kışın derin sürüm önerilir. Ayrıca 3-4 günde bir yere dökülen kurtlu meyvelerin toplanarak uzaklaştırılması önemlidir.
Kimyasal Mücadele :
Zeytin meyvelerinin irileştiği yaz aylarında zeytin meyvesinde zeytin sineğinin vuruk sayımları yapılarak ilaçlamaya karar verilir. Vuruk oranı, salamuralık çeşitlerde %1’e, yağlık çeşitlerde %10’a ulaştığı zaman ilaçlamaya başlanır. İlaçlama uçakla havadan veya yer aletleriyle yapılır.
Zeytin Güvesi
Zararlının larvası yaprak, çiçek ve meyvede zarar yapar, meyve tutumunu engeller.
Kimyasal Mücadele :
Çiçeklerin %4-5 oranında açtığı dönemde çiçek dölüne, meyveler mercimek iriliğine geldiğinde meyve dölüne karşı ilaçlama yapılmalıdır.
Zeytin Kara Koşnili
Larva ve ergin dönemlerinde ağacın öz suyunu emerek beslenir. Aynı zamanda salgıladığı tatlımsı madde karaballık da denilen fumajin oluşturur. Böyle ağaçlar siyah isle bulaşmış gibi görünürler. Beslenmenin engellenmesi sonucunda zeytin ağaçları zayıflar ve ürün miktarı azalır.
Mücadelesi :
Kültürel Mücadele :
Koşnil genelde kuvvetli ağaçlarda daha az zararlı olduğundan zayıf düşmüş ağaçların kuvvetlendirilmesi zorunludur.
Biyolojik Mücadele :
Doğada mevcut faydalı türler koşnili %50’nin üzerinde kontrol edebiliyorsa ilaçlama yapılmamalıdır.
Kimyasal Mücadele :
Yazlık mineral yağ veya bir insektisit ile yaz ilaçlaması yapılmalıdır.
Zeytin Koşnili
Zararını zeytin ağaçlarının gövde, dal, sürgün, yaprak ve meyvelerinde yapan ekonomik yönden önemli bir zararlıdır. Bitki öz suyunu emerek ağaçları zayıflatıp verim azalmasına neden olur. En önemli zararı zeytin daneleri üzerinde yaptığı emgi sonrası siyah lekeler ve şekil bozukluklarına yol açarak ürün kalitesini düşürmesidir.
Mücadelesi :
Kültürel önlemler :
Kuruyan dallar kesilmeli, ağaçların iyi havalanmasını sağlayacak şekilde budama yapılmalıdır.
Kimyasal Mücadele :
Zararlının mücadelesi daha çok ikinci döle karşı yapılır. Ağaçlar genellikle Ağustos ayında organik fosforlu bir insektisit ile ilaçlanmalıdır.
ZEYTİNCİLİK KANUNU
Tarımsal hiçbir ürüne ait kanun yokken, 1939 yılında zeytin için özel olarak çıkarılan “Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerin Aşılattırılması” hakkında 3573 Sayılı Kanun en son 28.2.1995 tarihinde yeniden düzenlenerek 4086 sayılı kanun çerçevesinde günün şartlarına uygun hale getirilmiştir.
Bu kanun ve bu kanuna dayalı olarak çıkarılan talimatlar; Hazineye ait ve bahçe tesisine uygun yerleri belirlemek, buralarda zeytin bahçesi kurulmasını sağlamak, halihazırda mevcut zeytin bahçelerindeki ürünü çoğaltmak, üretim masraflarını azaltmak, zeytinyağı fabrikaları ve salamurahanelerin modern hale getirilmesi için gerekli bütün tedbir ve düzenlemeleri sağlamak amacıyla hazırlanmıştır.
Facebook'ta Yayınla>