Hani Dünya coğrafyasında her kültürün, her medeniyetin yada her inancın bir beşiği vardır, bir anayurdu vardır ya... bazan bir bölge, bazan bir yerleşim alanı, bazan küçük bir toprak parçası yahut bir harabe veya bir anıt, bir mezar her neyse işte insanlar için kutsaldır, ayrı bir değer taşır. Vatan toprağımızın her köşesi, her noktası hepimiz için kutsaldır şüphesiz. Hepimizin doğduğu, doyduğu bu cennet vatanın, herbirimiz için organik bir bağ oluşturan, soyumuzun- sülalerimizin bulunduğu yurt köşeleri biraz daha farklı duygulara sürükler insanı...
Bu upuzun giriş cümlelerinden varmak istediğim nokta şu ki; kendilerine has kültürlerini cap canlı tutup günümüze kadar muhafaza eden, akrabalık bağlarını hep güçlü tutan, Karaman, Karapınar ve Çumra’nın birçok köy ve kasabasındaki Türkmenlerin ilk yerleşim yeri olarak kabul ettikleri, atalarının Anadolu’daki ilk toplanma merkezi kabul ettikleri Hotamış Kasabamızı gazetemizin değerli okurlarına tanıtmaya çalışacağız.
Çumra İlçesinde görev yaptığım uzun yıllar içinde çok yakından tanıma fırsatı bulduğum, pekçoğunu tanıyıp, dostluklar kurduğum Türkmen köylerindeki insanların en bariz özelliği; kimliğini iyi tanıması, kültürünü katıksız muhafaza etmesi, hepsinin birbirini iyi tanıması, akrabalık bağlarını en ince ayrıntısına kadar bilerek, değer verip güçlü tutması, gelenek ve göreneklerine çok sıkı bağlı oluşları ile bir de çok samimi misafirperverlikleri hiç abartısız en önemli özellikleridir. Geleneksel hale gelen ve her yıl farklı bir köyde sırayla kutlanan Türkmen Şöleni’ne gösterilen müthiş ilgi ve yüksek katılımlardaki kaynaşma, yaptığımız tesbitlerin en güzel ifadesidir. Çumra’da gittiğim Türkmen köylerinde çeşitli vesilelerle adını sıkça duyduğum Hotamış’ı 2000-2001 yılında görme ve tanıma fırsatı buldum. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin önderliğinde, Valiliğimiz başta olmak üzere Tarım İl Müdürlüğümüzün de çok etkin görevler üstlendiği birçok kurum ve kuruluşun katkılarıyla Karapınar- Hotamış havzasına yapılan ölümsüz bir eser olan 17.500 meyve fidanının dikildiği ağaçlandırma sahasını görmek, resim çekmek ve kamera çekimleri için arkadaşlarımla beraber görme fırsatı bulmuştum.
Ülkemizin rüzgar erozyonuna en ciddi boyutta maruz kalan bölgesinde; Mehmetçik tarafından bir vatan borcu ve yurttaşlık ödevi olarak mütalaa edilen “Ordu, millet el ele” kampanyasının en güzel ve en anlamlısı gerçekleştirilerek erozyon canavarına karşı savaş meşalesi Hotamış’ta yakılmış, bütün kamu kurum ve kuruluşları ile Hotamış’ın yaşlısından gencine, belediyesinden okuluna bütün kamuoyunu da yanına alarak ateşlenen o kutsal meşale, umarız hiç sönmez ve daha da yaygınlaşır. Başta, erinden en üst komuta kademesine tüm mehmetçiklerimize ve emeği, alınteri olan her kişi ve kuruluşa, maddi- manevi desteği olan herkese yüce milletimiz ve şahsım adına minnettarız. Çöl olmanın eşiğine gelmiş bu uçsuz, bucaksız bozkırlarda yeşerecek her fidan bu dünyadaki ölümsüz eseriniz ve duacınız olacaktır.
Bu konu ile ilgili yapılan çalışmalara ilave olarak Hotamış’ta Türk Silahlı Kuvvetleri’nin ve diğer kuruluşların faaliyetlerini bir sonraki sayımızda yazıp, yayınlamaya çalışacağız. Burada başka konularda kapı aralamamız, tarım ve hayvancılık yönünden, üretimiyle, kültürel yapısıyla hedef ve beklentileriyle Hotamış’tan ve kuruluş öyküsüyle de Hotamışlılardan söz etmek gerek.
Soğuk ve sisli bir 28 Şubat günü enformasyon birimi ekibimizle karla kaplı araziler arasında yol alırken, tam İç Anadolu’ya yakışan bir kış yaşadığımızı, yüz güldüren yağışlarla bereketli bir yıl dilek ve temennilerimizi tasavvur ederken; Ülkemizinde içinde bulunduğu coğrafyada yaklaşan savaş tehdidi ve sıcak gelişmeler sonucunda yaşanan kaosların yarattığı tedirginlik eklenince düşüncelerimiz karamsarlığa dönüşmedi desek yalan olur! Yüce Allah cc; öncelikle Ülkemize, sonra bölgemize ve bütün Dünyamızda insanlık alemine barışın ve huzurun hakim kılınmasını Milletimize nasip etsin inşallah.
Hotamış’a vardığımızda bizi her beldede olduğu gibi Belediye Başkanımız misafir etti. Tanıtımlarda ençok faydalandığımız, değerli bilgilerine başvurduğumuz bütün Belediye Başkanlarımıza bu vesileyle bir kere daha, Hotamış Belediye Başkanımız sayın Mehmet öZTÜRKER’in şahsında teşekkürlerimi borç bilerek saygılarımı arz ediyorum. Gördüğümüz çok içten yakınlığı, Sayın Başkan Mehmet öZTÜRKER’in Beldesi ile ilgili düşüncelerini, gelecekle ilgili plan ve hedeflerini bir sonraki sayımızda sizlerle paylaşacağız.
Eski Nahiyelerimizden 3068 kişinin yaşadığı 1992 yılında Belediye Statüsü kazanan Konya - Karapınar karayolu üzerinde , İlimize 85 , Karapınar İlçemize 25 km mesafede olan Hotamış’ı; Hotamışlı emekli öğretmen ve yazar Sayın Şükrü özüdoğru hocamın “ Tarihi, Sosyal ve Kültürel Yönleriyle Hotamış” eserinden yararlanarak derlediğim Tarihçesi ve kuruluş öyküsüyle sizlere veda ederken saygıdeğer hocam Şükrü özüdoğru’ya da bu çok değerli araştırma eseri için teşekkürlerimizi ve minnettarlığımızı arz ediyoruz.
Oğuzların Avşar ve Beğdili Boylarına mensup Hotamış Türmenleri Moğolların Merv ve Horasan’ı idaresi
altına alması üzerine batıya önce Anadoluya göç etmiş daha sonra güneye doğru inip Suriye’ye geçip Halep bölgesine yerleşmişler. Daha sonra Fırat kıyısında Rakka ve Caber bölgesinde iskana mecbur edilen Hotamış Türkmenleri, susuz ve verimsiz bu topraklarda bunalmaya başlar ve Anadoluya geçmek için fırsat kollamaya başlar. 18 yy başlarında; Halep Türkmenlerinden olan Hotamış TÜrkmenleri oymak beyleriyle Adana üzerinden, Çukurova ve Kozan’da bir süre kalsada, sıtmalı ve sinekli ovada daha fazla dayanamayıp yola devam etmek isteyince bu defa Adana Beylerbeyi’yle karşı karşıya gelirler. Çarpışmayı göze alarak çemberi yarıp Torosları da aşarak Anadolu’ya geçmeyi başarmışlar ve Niğde- Aksaray yöresinde Taşpınar köyüne yerleşmişler.
O devirlerde Karapınar- Hotamış topraklarında soygunların devam ettiği, posta hizmetleri ve ticaretle uğraşanların güvenliğinin kalmadığı hassas bir yöre olması sebebiyle zamanın devlet yetkilisi tarafından bölgenin güvenliğini sağlamakla görevlendirilen Türkmenler; devriye gezip cirit oynayarak korudukları bu topraklara Akasaray Taşpınar dan 1750 li yıllarda göç ederek eski adı Suğur olan köye yerleşir ve adınıda Hotamış olarak değiştirirler.
Aslı “Otamış” olan “Hotamış”ın anlamına gelince; Oğuz Türkmenlerinin göçer olmayan, yurtlarında ikamet edenlerine “Tohtamış” Göçebe olup çadırlara çıkanlarına “Otamış” denilmiştir. Otama; göçme- çıkma- ayrılma, Tohtama ise; oturma kalma anlamlarını taşımaktadır. III. Murat (1574- 1595) devrinde ; Halep Türkmenlerinin Beğdili oymağından 45 hanelik bir obasının adının “ Otamışlu” olduğu , aynı obaya mensup Türkmenlere Anadoluya gelince de “ Hotamış”lı denilmiştir.
İşte yakın tarihte 1750 li yıllarda Helep’ten gelerek şimdiki Hotamış’a yerleşen ve aslı göçer olan, bugün Karaman , Karapınar ve Çumrada’ki köy ve kasabalarında ki yerleşik düzende yaşayan, Şefaatli- Şabanlı- Suğurlu- Hacıgözelli- Avatlı ve Celfeli isimleriyle anılan Türkmen oymaklarının ; Hotamış ve yöresinde kurdukları 24 köy ve kasabada kendilerine has kültürleriyle yaşam sürmekteler.
Gelecek sayıda buluşmak üzere kalın sağlıcakla...
Facebook'ta Yayınla>