Kısa adı TEMA olan Türkiye Erozyonla Mücadele Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı’nın kuruluşunun 10. yılı ile birlikte Erozyonla Mücadele Haftası etkinlikleri 7-12 Ekim tarihleri arasında yapıldı. 7 Ekim Pazartesi Ankara’da Toprağa Saygı Yürüyüşü ile başlayan etkinlik, Ulu önder Atatürk’ün huzuruna çelenk sunulması, Anıtkabir ziyareti ve 9. Cumhurbaşkanı Sayın S. Demirel’in katıldığı açılış töreni ile başladı ve hafta içinde devam etti. Çevre İl Müdürlüğü ve Konya TEMA Temsilciliği işbirliği ile Konya’da Toprağına Sahip Çık! oturumu yapıldı. Toprak sevdalıları hafta boyunca birlikte söylediler: “Başlıca güç ve dayanağımız topraktır, onu sele, yele ve ele vermeyelim!”
TEMA vakfı yıllardır “Türkiye Çöl Olmasın” sloganı ile ülkeyi bekleyen çölleşme tehlikesine dikkat çekiyor. Bu hafta ile birlikte yeni bir sloganı önceliğine ve kamuoyunun bilgisine sunuyor: “Toprağına Sahip Çık!”
Vatan adı altında bayraklaştırdığımız, şehit ve gazilerimizin kanı ile kazandığımız kutsal vatan toprağının korunması milli bir mücadeledir. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmaktan onur duyan herkes bu mücadelenin içinde yer almalıdır.
Her yıl Bursa ve Kocaeli illerini kaplayacak kadar toprak erozyonla yok oluyor. Ne enflasyon, ne ekonomik kriz, ne Avrupa Birliği, ne de Irak Krizi , önümüzdeki birkaç yıl içinde bu sorunlar mutlaka çözüme kavuşacak . Ancak, Türkiye yakında çöl olacak, asıl sorun bu...Çölleşme demek kuraklık demek açlık demek yokluk demek, yok olmak demek.
Ülkemizin en önemli çevre sorunu olan çölleşme ve erezyon nedeniyle kutsal vatan toprağımız ayağımızın altından kayıp gidiyor. Yok oluyor. Buna izin verecek miyiz? Bu soruna kayıtsız kalamayız.
Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu Ulu önder Mustafa Kemal ATATÜRK “Yurt toprağı sana her şey feda olsun , kutlu olan sensin, hepimiz senin için fedaiyiz” diyerek Cumhuriyetin bekçileri olan bizlerden kutsal vatan toprağına sahip çıkmamızı istiyor.
Türk Silahlı Kuvvetlerimiz, şanlı ordumuz cephelerinde ve sınırlarımızda topraklarımızın savunmasını şerefle ve başarıyla yapıyor. Bugün evlerimizde huzur içinde uyuyan bizler, erozyon ve çölleşme nedeniyle ayaklarımız altından kayıp giden topraklarımıza sahip çıkmalı çaba göstermeliyiz.
Verimli tarım topraklarını amacına uygun kullanarak Çevre dostu tarım tekniklerini kullanarak , çevre düzeni planlarına uygun kentleşme ve şehir planlaması yaparak, sürdürülebilir kalkınma ilkelerine uygun çevre dostu sanayileri seçerek ve en önemlisi yeşil alanlarımızı ve ormanlarımızı koruyarak ve sayısını artırarak, fidan dikerek bu mücadeleye destek olabiliriz.
Unutmayalım ki toprak yoksa, hava, su, ekmek yoktur ham madde yoktur, üretim yoktur, aş yoktur, iş yoktur, toprak yoksa istikbal ve istiklal yoktur. Toplumsal barışın kaynağı olan toprak yoksa ulus yoktur, kısaca vatan yoktur.
öte yandan hepimiz biliyoruz ki, topraktan geldik ve nihayet toprağın misafiri olacağız, bugün erozyon ve çölleşmeye mahkum ettiğimiz toprağın yüzüne nasıl bakacağız ve ne yüzle koynuna gireceğiz, O halde:
Toprağın geleceği, ülkemizin geleceği, çocuklarımızın geleceği, bizim elimizde, ve biz yarın çok geç olmadan, hemen şimdi kutsal topraklarımız için bir şeyler yapmalı, yapanlara destek olmalıyız. Muhtaç olduğumuz kudret damarlarımızdaki asil kanda mevcuttur. Kalın sağlıcakla...
Facebook'ta Yayınla>