Ülkemiz ekonomisine ürettikleriyle çok büyük katma değer oluşturan müstesna beldelerimizden biri olan Yenisu (Alkaran) dan herkese selamlar...
Tavukçuluk sektörünün ilimizdeki kalbinin attığı yer diye tanımlarsak Yenisu Kasabamızı herhalde yanılmayız değerli okuyucular. Ayrıca sulu tarım tekniklerini en önce kullanarak özellikle karpuz- kavun, domates, fasulye, nohut ve pancar üretimi başta olmak üzere tarımsal üretimde bölgesinin rakipsiz bir yerleşim alanı da olan bu kasabamızın pekçok özelliği var.Memleketim olan Çumra’da uzun yıllar görev yapmamın; insanlarını yakından tanımamında etkisiyle, defalarca göreve giderek hizmet etmekten gurur duyduğum bu belde ve insanlarını Tarım Gazetemiz sayfalarına konu ve konuk etmek bizim için çok güzel bir duygu.
Tarımsal üretimi ile tavukçuluk üzerine yoğunlaşacak yazımızda detaylara girmeden önce tanıtım yazılarımızda artık klasikleşen kuruluş öyküsüyle sayısal değerleri içeren belde verilerini sıralayalım isterseniz.
Çumra ilçemize bağlı Yenisu ( Alkaran ) beldemiz 1987 yılında belediyelik statisü kazanan, ilimize 60, Çumra’ya 35 km mesafede, Konya- Hadim- Bozkır kara yoluna 3 km uzaklıkta 3600 nufusun yaşadığı, mümbit topraklar üzerinde kurulu, yemyeşil bitki örtüsüyle şirin bir Anadolu kasabamızdır. Osmanlı İmparatorluğu döneminde 1800’lü yıllarda ilk yerleşim alanı olarak kullanılmaya başlanan Yenisu kasabasının eski adı yörede Alkaran (Algaran) olarak bilinip telaffuz edilmekte hatta günümüzde de bu adıyla daha çok anılmakta olan beldenin tarihçesinin günümüze ulaşan yorumuna göre; bu yöreden gelip geçen göçer yörük aşiretinden yeni evli bir çiftin erkeği burada ölür ve mezarı da burada olduğundan bu olaya adfen bölgeye Erakalın adı verilmiş, daha sonra dilden dile söylenerek günümüze ‘Alkaran’ olarak ulaşmış ve 1965 yılında da köy adları değiştirilirken ‘Yenisu’ adını almıştır.
45 bin dekar tarım arazisi, 600 baş üstün nitelikli kültür ırkı sığır popülasyonu, 1 milyon kapasiteli ancak şu anda 600 bin adet tavuk barındıran tavukçuluk üniteleriyle, üstün nitelikli karpuz ve tarla domatesi ile diğer tarımsal üretimler bu kasabanın adıyla anılacak dev ekonomik değerlerdir. Belediye Başkanı sayın Şahin Arı yine bir önceki dönemin belediye başkanı olan, aynı zamanda kasabada ki Tavukçuluk sektörünün temelini atan sayın Rafet Demirci olmak üzere kasabanın çoğunu yakınen tanıdığım saygın şahsiyetlerden birçok değerli bilgi ve belge temin ettiğimiz, fotoğraflama çalışması yaptığımız belde faaliyeterimizde arkadaşlarıma ve şahsıma gösterilen ilgi ve alaka için kendilerine minnettarlığımz sonsuzdur. Büyük keyif aldığım çoğunu yakınen tanıdığım dostlarında olduğu meclislerde daha çok Yenisu ve sorunları ile beraber memleket meselerinin konuşulduğu doyumsuz sohbetlerden başka özellikle tavukçulukla ilgili Rafet beyden dinlediğim çok ilginç ve çarpıcı bilgileri de aktarmaya çalışacağız.Belediye başkanı Şahin beyden edindiğimiz bilgiler ışığında önce yenisu beldemizde yok olan koyunculuktan başlarsak; bir dönemler 3-4 bin koyun barındıran yetiştircilerimiz özellikle son iki yıl içerisinde tamamen sektörden uzuklaşıp sıfır noktasına gelmiş fakat yeniden koyunculuğu canladırmaya çalışmışlarsa da bu defa damızlık koyun temininde güçlüklerle karşılaşmışlar. tarım Bakanlığımız dan önümüzdeki dönemlerde hayvancılıkla ilgili plan ve projeler beklediklerini, özellikle koyunculuğa yatırım yapılacaksa damızlık temininde develetten destek beklediklerini gazetemiz aracılığı ile duyurmamızı istediler bizde yazıyoruz.Yöreyi bildiğim için yeri gelmişken hayvancılık sektöründe ki Yenisu’dan bahsedelim biraz. Sığırcılıkta eskiden de günümüzde de en iyi kalitesüt ineği ve besi hayvanlarını barındıran üreticilerin son yıllarda ekonomik krizlerinde etkisiyle çok kıymetli gen kaynağı kültür ırkı damızlık ineklerini bir bir elden çıkarmış ve bugün 200-250 baş süt ineği kalmış ellerinde.yakın zamana kadar 1.500 baş olan sığır varlığı bugün 500-600 baş civarına gerilemiş. Dileriz sığırcılıkta koyunculuğun akibetine uğramasın. yine yok olan meyvecilik ve bağcılıkta kasabada eksikliği hissedilen ancak alternatif ürünlerle yeri doldurulan tarıom ürünlerine gelince; özellikle karpuzdan söz etmek gerekir. Nerden para kazanırım? Ne ekersem kar ederim? düşüncesinde yoğunlaşan yenisu çiftçisi; önce karpuz ve kavunu sonra tarla domatesini; fasulye-nohut ve şeker pancarı üretiminde uzmanlaşıp, uğruna festivaller düzenlenen yörenin en ünlü karpuzlarını yetiştirmiş. Çok leziz ve irikıyım karpuzlarını Konya da bilmeyen yoktur sanıyorum. 2000 yılında ilki kutlanan “karpuz Festivali” iki yıldır ekonomik krizin etkisiyle kutlanamamış ancak önümüzde ki yıl mutlaka gerçekleştireceğiz e bizi tanımayan kalmayacak diyen sayın Başkan Şahin Arı topraklarının %40’nın sulandığını, bilinçli ve hep arayış için de olan önder bir çiftçi kitlesinin kasabalarında var olduğunu söyleyerek kalan arazilerinde sulu tarıma açılabilmesi için Konya çiftçisinin olmazsa olmazı “Mavi Tünel Projesi”ni herkesin,hepimizin kamuoyu gündemine taşıyarak hep canlı tutulmasını, gerçekleşmesi halinde mümbit toprakların suyla buluşması hayali ile yaşadıklarını dile getirecek encümen üyesi olduğu “çumra Sulama Birliği” ile içinde yer aldığı “Mavi Tünel Oluşum Grubu”nun emek ve gayretlerinin sonucunu görme temennisine sonuna kadar bizde desteklerimizi ve dualarımızı katarak paylaşıyoruz.
Kasabanın adıyla bir anılan tavukçuluk sektörüne gelince, bu konu için yazılıp söylenecek çokşey var. Bu işin kabasada temelini atan sayın Rafet Demirci’nin konu ile ilgili değerlendirmelerini aldık. 1975-76 yıllarında Konya’dan hayatını kazandığı işyerinde çıkan yangın neticesi kasabaya döndüğünde; tarım ve hayvancılıkta hep yeniliklere önderlik ettiğini bildiğimiz H.Hüseyin Gür’ün de teşvikiyle 600 civcivle bu işe girdiğini, o dönemlerde bulduğu bütün kaynakları okuyup tarayarak, sorup öğrenerek ve hep kendisini geliştirerek tavukçuluğu tabir yerinde ise Yenisu Belediyesinin kaderi haline getirmişler. Çok rizikolu bir sektör olduğunu bildiğimiz Tavukçuluk Yenisu da artarak-katlanarak 1996 yılına gelindiğinde pik noktasına çıkmış,O yıllarda günlük 30 milyon yumurta üreten ülkemiz Tavukçusu günde 10 milyon yumurtayıda dışarıya özellikle Türk Cumhuriyetlerine pazarlar ve çok iyi para kazanırken patlak veren ve özellikle Asya Ülkelerini vuran ekonomik krizle sarsılan pazar göçmüş,develüasyonlarla alım gücü nerdeyse %80 azalan dış pazarda yumurta başta olmak üzere gıda maddelerimiz satılamayınca 1997 yılı ilkbaharında tavukçulukta çöküş ve felaket başlamış. 2000 yılından itibaren yeniden yavaş yavaş toparlanan sektör şimdilerde tekrar istikrar kazanmaya başlamış. Ancak parasını ve geleceğini bu işe yatıranların birçoğunu yutmuş olan sektöre şimdi yeni giren, ayakta kalabilenler doldurmuş eski tesisleri. Tavukçuluk üniteleri dışarıdan gelenlere kiralanmış. Şimdilik eski sayısal değerlere yine ulaşmış Yenisu. Konya Bölgesinde belirleyici yön veren bir üs konumuna gelmiş kasaba bu sektöre gireceklerin doğru adresi olma haklı gururuna erişmiş. Sektörün problemleri, açmazları ve çıkış yolları üzerine de Rafet Abi’mizden çok kıymetli bilgiler aldım ancak yerim daraldı yine. Fakat şu slogan gibi tesbitleri ile temennilerini yazmam boynumun borcudur.
" Tavukçuluk sektöründe ve bütün üretim sektörlerinde birlikler mutlaka kurulmalı hatta yasalarla desteklenen bir zorunluluk haline getirilmeli. her türlü altyapı çalışmaları tepeden tırnağa planlanmalı, üretim-pazarlama-ihracaat iyi hesaplanmalı, özellikle pazarlama ağı çok iyi kurulmalı” diyor bu işe gönül ve 25 yılını veren abimiz.
Yüce Mevla Ülkemiz,bölgemiz ve bütün dünyamızı yaklaşan savaş tehlikesinden esirgesin,insanlık alemine huzur ve barış ihsan etsin dileklerimle Kurban Bayramınızı tebrik eder, saygılarımı arz ederim.
Facebook'ta Yayınla>