SAZAN YETİŞTİRİCİLİĞİ

Dr. YILMAZ EMRE

2004

I. GİRİŞ

Sazan, Ülkemizdeki tatlısu kaynaklarımızda en çok bulunan bir balık türüdür. özellikle Eğirdir, Beyşehir, Uluabat, Manyas, Akşehir, İznik, Gölmarmara gibi doğal göller ile sonradan balıklandırılan yüzlerce baraj ve göletlerimizde mevcuttur. Yapılan istatistiklere göre, yıllık tatlısu balık üretimimizin yaklaşık % 40’ını teşkil etmektedir. Bu üretimin ifadesi; Ülkemizin su kaynaklarının, türün gelişim ve yayılımı açısından uygun yaşam ortamları içerdiğini gösterir.

Diğer ülkelerde olduğu gibi, Ülkemizde de yoğunlaşan avcılık ve çevre kirlenmesi doğal kaynakları sınırlamaktadır. Bu nedenle elde edilen ürünün giderek azalması, kaynakların çoraklaşması balık yetiştiriciliğini zorunlu kılmaktadır. Bunun için ülkemizde de doğal stokların takviyesi ve yetiştirici koşullarında sazan balığının üretimine yönelik kurulmuş birkaç kuluçkahane mevcuttur. Bunlardan sadece Kepez Su Ürünleri Üretme İstasyonu Müdürlüğü, larvadan başlamak üzere çeşitli boydaki yavru balığın satım, dağıtım ve balıklandırma görevini yapmaktadır. Diğer devlet kuruluşları ise, sadece baraj ve orman içi suların balıklandırılması fonksiyonunu ifa etmektedirler.

Yetiştiricilik açısından sazan, oldukça toleranslı bir türdür. Bunun yanında havuz yapım masraflarının azlığı, yemleme kolaylığı, yavru üretiminin fazla zor olmaması, hızlı büyüme göstermesi ve hastalıklara karşı dayanıklı olması belli başlı avantajlarıdır.

öte yandan iç su balıkları üretimimiz içindeki ekonomik vasıflı türlerin birçoğu sazangiller ailesine mensuptur. Bu nedenle üretim yöntemi verilen sazan türüne ait uygulamalar söz konusu diğer türlere de rahatlıkla uygulanabilir.

1.2. Yer Seçimi ve Toprak özellikleri

Sazan balığı, genellikle toprak havuzlarda yetiştirilmektedir. Ancak bu türün yetiştiriciliği yapılırken, verimli arazilerin havuz için kullanılmaması tavsiye edilmektedir. Tarıma elverişli olmayan arazilerin kullanılmaması hem ülke ekonomisi ve hem de yetiştirici masraflarının en az düzeyde kalması açısından yararlıdır. öte yandan meyilli arazilerde havuzların boşaltılması ve ürünün hasadı oldukça kolay ve masrafsızdır. Düz arazilerde havuz inşa edilirse, su boşaltımında enerji kullanılacağından olumsuz bir tercih yapılmış olur.

Yer seçiminde dikkat edilmesi gereken diğer hususlar şunlardır: a) Ulaşım kolaylığı, b) Altyapı için koşulların uygunluğu, c) Sel ve taşkın bölgelerinden uzaklık, d) Hakim rüzgarlara kapalılık, e) Pazara kolayca ulaşma gibi belli başlı bir takım özellikleri göz önünde bulundurmak gerekir. Bu koşullara uyulduğunda, işletmenin ekonomisi olumlu yönde etkilenir.

Havuz yapımında ağır ve killi topraklar elverişlidir. Fazla kireçli ve düşük asitli topraklar bu balığın yetiştirilmesi için uygun değildir. Toprak pH’ının 7’ye yakın ve üzerinde olması gerekir. Herhangi bir arazide toprağın uygunluğu basit bir uygulama ile kolayca anlaşılabilir (Şekil 1). Bunun için bir avuç dolusu nemli toprak alınarak avuç içinde sıkılır (A). Sıkılan bu toprak 50 cm. kadar yukarı fırlatılarak, tutulur (B). Eğer toprağın bünyesinde dağılma varsa, bu toprak fakir ve kumludur (C). Buna karşın, birbirine yapışık durumda ise, toprak havuz yapımı için elverişlidir (D).

Şekil 1. Havuz yapımı için kullanılacak toprağın ön testi.

I.2. Su Temini ve Suyun Kalitesi

Sazan yetiştiriciliği için su; akarsu, göl, doğal kaynaklar, artezyen, kuyu, sulama kanalları ve çok yağış alan bölgelerde yağmur sularından temin edilebilir. Kullanılacak suların kirli olmaması, havuzlarda sızma-buharlaşmadan doğan su kayıplarını karşılama ve havuzda mevcut balık kütlesinin ihtiyaçlarını giderici miktar ve kalitede olmalıdır.

Sazan yetiştiriciliğinde su kalitesi, değerleri yapılacak analizler sonucunda anlaşılır. Bunun için, temiz bir kapla su örneği alınıp, analiz için laboratuara götürülür. Burada yapılacak analizler neticesinde suyun kalitesinin uygun olup-olmadığı tespit edilir. İstenen önemli ideal su kalite sınırları Tablo 1’de verilmiştir.

Tablo 1. Sazan Türü için Su Kalite Değerleri

 

Parametreler Değerleri
Su sıcaklığı 16-20˚C
pH 6.5-8.5
Oksijen 4-9 ppm
Asit Bağlama Gücü (ABG) 1.5’in üstündeki değerler
Amonyak (NH3) 0.02 ppm
Nitrit (NO2) 0.006-0.1 ppm
Klor (Cl2) 0.02 ppm
Demir (Fe) 0.9 ppm
Bulanıklık 25 JTÜ

 

 

I.3. Su Miktarı

Su miktarı, yoğun olmayan yetiştiricilikte çok önemli değildir. örneğin, sızma ve buharlaşmayı karşılayacak olan 1 lt/sn.’lik bir debi 1 hektar için yeterlidir. Buna karşın, geçirimli bir arazide havuzlar inşa edilmişse ve havuzlara balık miktarı yoğun olarak stoklanmışsa, suyun fazlalaştırılması gerekir. örneğin 10 ton sazan üretimi için, havuz suyunun günde 5-6 kez değişmesi gereklidir.

Mevcut su miktarını ölçmek için çeşitli metotlar olmasına rağmen, bilhassa çok büyük olmayan su kaynaklarında Şekil 2’de görüldüğü gibi, su debisi kolayca tespit edilebilir. Bunun için kaynağın mecrası üzerine bir set yapılır ve biriken suyun akması için bir PVC borusu konur. PVC’den çıkan su, bir zaman birimi içinde kovalara doldurulur. Buna göre, bir dakikada 10 litre hacimli 9 adet kova doldurulmuşsa, 90 lt/dakikalık bir debi vardır. Bunu saniye cinsinden ifade edersek; 90 lt/dak ÷ 60= 1.5 lt/sn. olur.

Şekil 2. Kova yöntemiyle akan su miktarının ölçülmesi.

2. Sazan Havuzlarının Sınıflandırılması

Genel olarak havuz; su giriş ve çıkışı kontrol altında tutulan, yani istenildiğinde doldurulabilen, gerektiğinde boşaltılıp kuruya alınabilen, balık üretimi amacıyla değerlendirilen su birikintileridir. Balık havuzlarının mutlak anlamda insan eli ile her tarafının hazırlanması gerekmez. Havuzlar tasarlanırken, mevcut arazinin genişliği, konumu ve su ile olan ilişkisi göz önünde bulundurulur. Havuzlar yapılırken su giriş-çıkışı bağımsız olabileceği gibi, birbirine geçişli de olabilir (Şekil 3).

Şekil 3. Kepez Su Ürünlerine ait farklı büyüklük ve şekilli havuzlar

Sazan havuzları aslında kullanış amaçlarına göre sınıflandırılırlar. Yumurtlama havuzları dışında kalan diğer havuz tipleri aşağıda açıklanmıştır.

2.1. ön Yavru Büyütme Havuzları

200-1000 m2 büyüklüğünde olabilirler. 1 m. Derinlikte olmaları tercih edilir. Küçük ve az derin olmaları kontrolü kolaylaştırır. Sazan larvaları 4-6 hafta arasında bu havuzlarda tutulup, daha sonra diğer büyük havuzlara alınırlar. Balıklar, 5-6 cm. oluncaya kadar bu havuzlarda muhafaza edilebilirler.

2.2. Yavru Büyütme Havuzları

Bu tip havuzların, yüzey alanlarının 500 m2 ile 1 ha. Arasındaki bir büyüklükte olmaları tavsiye edilir. İşletmenin konumuna ve bölgenin iklimine göre bir takım farklı yaklaşımlar gösterilebilir. Yavru sazanlar 5-6 cm. olunca bu tip havuzlara konurlar. Stoklamanın yoğun olmadığı koşullarda 10000 balık/ha şeklinde olabilir. Ancak, koşulların varlığına göre birim alana daha fazla sayıda balığı stoklamak mümkündür.

2.3. Büyütme Havuzları

Sazan yavruları, ikinci yaz devresinde bu havuzlara konulurlar. İşletmenin sahip olduğu alan ve diğer koşullar göz önüne alınarak büyüklüğü tespit edilir. 5000 m2 ile birkaç hektar yüzey alanına sahip olabilirler. 0.5 dönüm olarak da tasarlanabilir. Fakat bu uygulama çok sayıda havuzun inşasına neden olur.

2.4. Semirtme Havuzları

İki yaz geçirmiş olan balıkların stoklandığı havuzlardır. Burada yoğun yemleme yapılarak balık satış büyüklüğüne getirilir. Bu havuzların büyüklüğü de işletmenin arazi büyüklüğüne bağlı olarak, toplam havuz alanlarının yaklaşık % 60’ını kapsar.

2.5. Stok ve Pazarlama Havuzları

Yaklaşık 500-1000 m2 arasında olan bu tip havuzlarda piyasaya arz edilmek üzere hasat edilen balıklar stoklanır. Bu tip havuzlar betondan yapılırsa ve balık birkaç gün boyunca bu havuzlarda bol su girişi ile tutulursa, balık etinde olabilecek kokular, rahatlıkla giderilecektir.

2.6. Anaç Havuzları

Anaç havuzları, 0.5-1 ha. büyüklük ve 1-2 m. derinliktedir. Su giriş ve çıkışı düzenli bir şekilde kontrol altında tutulur. Bu havuzlarda bitki gelişimine fırsat verilmemeli. İşletmenin ihtiyacı kadar anaç balık bu havuzlarda barındırılır.

Tüm havuzlarda kullanılabilen tahliye sandığı planı ve ölçüleri Şekil 4’te görülmektedir.

Şekil 4. Tahliye sandığının görünümü ve ölçüleri.

3. Biyolojisi

Çok toleranslı bir balık olan sazan, bu özelliği sayesinde geniş bir coğrafik alana yayılmıştır. Avrupa, Asya, Afrika, Latin Amerika (özellikle Brezilya) ve Avustralya’da yetiştiriciliği yapılan bir türdür. Ülkemizde doğal olarak yaşayan sazan, “Adi sazan” veya “pullu sazan” şeklinde isimlendirilir. İlave olarak, özellikle balıklandırma ve yetiştiricilikte kullanılan hattı ise “Aynalı sazan”dır (şekil 5).

Şekil 5. Aynalı ve Pullu sazan.

Balığın uluslar arası isimlendirme sistemindeki Latince ismi Cyprinus carpio’dur.

Baş ve sırt kısımları esmer yeşil, yanlar yeşilimsi sarı renktedir. Ağızda diş bulunmaz, farinks dişleri vardır. Ağız kenarında bir çifti kalın, diğer çifti ince olan bıyıklara sahiptir. Göğüs ve karın yüzgeçleri çift, diğer yüzgeçleri ise tektir. Pullu sazanda vücut büyük pullarla örtülü olup, vücut torpil şeklindedir. Buna karşın, Aynalı sazanda ise sırt yüzgeci altında tek sıra, kuyrukta ve vücudun bazı kısımlarında dağınık bir şekilde pullar bulunur. Vücut kambur ve kafa küçüktür. Böylece daha fazla et bağlama imkanına sahiptir. öte yandan üreme döneminde erkek ve dişi balıkların genital organlarının en belirgin görünümü Şekil 6’da verilmiştir.

Şekil 6. Erkek ve Dişi Sazan Anaçlarının Genital Organlarına Ait Görünümleri

Sazanlar, bitkisel ve hayvansal kökenli besinleri tüketir ve yapay yemlemeye kolayca alışırlar. Üreme periyodu, Nisan-Mayıs ve Haziran aylarıdır. Ilıksu balığı olduğundan yumurtlama yaşı,ü su sıcaklığına bağlı olarak değişmektedir.

4. Döl Alımı

Sazanlarda yavru üretimi, üç yöntemle elde edilir. Bu yöntemler aşağıda açıklanmıştır:

4.1. Kontrolsüz Üretim

Bu yöntemle, insanın üretim sırasında katkısı söz konusu değildir. Üreme mevsimi geldiğinde, sığ sularda bulunan otlar kontrol edilerek, yumurtalı olanlar seçilip, yetiştirme havuzlarına aktarılırlar. Ayrıca, çıkan larvalar da tül ağlarla toplanarak aynı şekilde yetiştirme havuzlarına bırakılırlar ( Şekil 7) .

Şekil 7. Sazanın doğal koşullarda otlara yumurtlaması.

4.2. Yarı Kontrollü Üretim

4.2.1. Yapay Yuvalarda Yavru Üretimi

Bu amaç doğrultusunda, balıkların doğal yumurtlama yerlerindeki koşulları aynen temin edilmeye çalışılır. Bunun için de çok farklı ve çeşitli yuvalar, yumurtlama için kullanılabilir. örneğin; ot balyası, çam veya söğüt yaprağı dallarından oluşan yuvalar, havuzlardaki yumurtlama yerlerine yerleştirilip, her gün izlenerek yumurtlama durumuna göre ya damızlıklar alınır veya anılan yuvalar başka havuzlara taşınarak yumurtaların orada açılımları sağlanır.

4.2.2. Hapalarda Yumurta ve Yavru Üretimi

Hapalar, stoklama havuzlarına yerleştirilen dikdörtgen prizma şeklinde bez havuzlar olup, köşelerinde sırıklarla zemine tutturulmuş çeşitli boyutlardaki kafeslerdir. Taban kısımlarına ot yerleştirilip, belli miktarda erkek-dişi anaçlar konularak yumurtlamanın olması beklenir. Yumurtlamadan sonra anaçlar alınır (Şekil 8).

Şekil 8. Hapalarda yavru üretimi.

4.2.3. Kakabanlarda Yavru Üretimi

Kakaban, bir çerçeve üzerine yerleştirilen ot veya çam dallarından ibarettir. Kakaban, suyun 20-30 cm. altında yüzücülerle tutturulur. Diğer bir kakaban şekli ise, 50-60 cm. yüksekliğindeki iki kazık üzerine oturtulmuş uzun bir sırığa çeşitli bitki gruplarının asılmasıdır. Burada da anaçlar havuza bırakılır, su sıcaklığı uygun hale geldiğinde yumurtlama vuku bulur. Bu noktada yine ya anaçlar havuzdan alınır veya kakabanlar alınarak yumurtaların ayrı bir yerde açılımı sağlanır. Ancak, kakabanların kullanıldığı havuzların küçük, sert tabanlı, çamursuz ve milsiz olması gerekir (Şekil 9).

Şekil 9. Kakabanlarda yavru üretimi

4.2.4. Yumurtlama Havuzları

Bu tip havuzların büyüklüğü, işletmenin hacmine göre değişir. En yaygın yumurtlama havuzu Dubish havuz tipi’dir. Bu tip havuzun tabanında, 60-80 cm. derinliğinde ve 50-60 cm. eninde bir hendek bulunur. Havuzun geri kalan tabanında ve kenarında yumurtlama alanı bulunur. İki erkek bir dişi oranında anaç balıklar havuza bırakılır (Şekil 10/a). Uygun şartlar oluştuktan sonra yumurtlama olayı gerçekleşip, yumurtalar ot yüzeylerine yapışırlar (b). Yumurta açılımından sonra çıkan larvalar da, keseli dönemlerini otlara asılı olarak geçirirler (c). Bu dönemden sonra larvalar serbest yüzmeye başlar ve bilahare üretici tarafından değişik yöntemlerle toplanarak, diğer havuzlara stoklanırlar (d).

Şekil 10. Dubish yumurtlama havuzu.

4.3. Tam Kontrollü Üretim

Bu sistemde, balıklara hipofiz uygulaması yapılarak yavru elde edilir.İlki 0.3 mg/kg, ikincisi 3,5mg/kg şeklinde iki doz olarak enjeksiyon yapılır. Erkeklere ise 2 mg/kg hipofiz tek doz olarak enjekte edilir. Kuşkusuz bu dozlar, toz halinde olan hipofizin % 06,5 oranında hazırlanan serum fizyolojik sıvısı içinde eritilerek verilir.

Dişi balık sağıma hazır olduğunda, küçük kaplara yumurta ve üzerine sperm sağılır. Gerekli döllendirme yapılıp ve yumurta yapışkanlığını giderici döllendirme suyu kullanıldıktan yaklaşık iki saat sonra yumurtalar 7 lt’lik zugar şişelere konur. Suyun sıcaklığına göre 3-4 gün sonra çıkışlar başlar.

Bu sırada yumurtalar 200 lt’lik zugarlere sifonlama yöntemi ile aktarılarak, bütün çıkışlar burada gerçekleşir.

Balık üretiminde “yoğun yavru üretimi” olarak anılan bu üretim yönteminin uygulanması için özel bazı ekipman ve becerilerin mevcudiyeti gereklidir ( Şekil 11).

Şekil 11. Tam Kontrollü üretimle yumurta sağımı ve döllendirme işlemi

5. Besleme

Başarılı bir üretim yapabilmek için, balıkların dengeli ve yeterli düzeyde beslenmesi şarttır. Bunun için de çeşitli devrelerde sazan balığının belirli düzeylerde doğal ve yapay yemleri dengeli oranlarda alması, balığın; yetiştiricilik koşullarında gelişmesi açısından fevkalade önemlidir. Yapılan çalışmalara göre; en iyi oranın % 33.3 doğal yem, % 66.7 de karma yem olduğu belirlenmiştir.

Doğal yemler, bitkisel ve hayvansal olmak üzere iki kategoride toplanırlar. Bitkisel yemler: Su üstü bitkileri, yüzen bitkiler ve yapraklar, su altı bitkileri, Alg bezleri ve fitoplanktonlardan ibarettir. Bunlar, sulardaki biyolojik dolaşımın çok önemli bir basamağı olup, sazanlar tarafından kısmen değerlendirilirler.

Hayvansal besinler içinde zooplankton olarak adlandırılan grup, özellikle larva dönemindeki sazanlar için oldukça önemlidir. Bundan dolayı, yumurtadan yeni çıkmış ve bir iki gün süreyle yumurta sarısından hazırlanan - 3 haşlanmış yumurta sarısının 1 lt. suda homojenize edilmesi - sıvının verilmesinden sonra, larvanın özellikle rotifer denen hayvansal canlıları alması gereklidir. Bu nedenle özellikle larvayı dışarıdan temin eden çiftlikler, larvayı almadan en az bir hafta önce havuzlarını hazırlamalıdırlar. İyi bir rotifer üretimi için, havuzun öncelikle sönmemiş kireçle dezenfeksiyonu şarttır. Daha sonra havuz 40-50 cm derinliğe kadar suyla doldurulup her 100 m2 su alanına l kg süper fosfat, 1.5 kg amonyum nitrat ve 1.5 kg üre ile 50-70 kg yanmış hayvan gübresi ilave edilir. Gübre etkinliğini kontrol için, gübrenin torbalara konup havuza yerleştirilmesi de mümkündür. Yanmış gübrenin hazırlanışı Şekil 12’de verilmiştir.

Şekil 12. Yanmış gübrenin hazırlanması ve korunması

Bu dönemde havuza sadece, buharlaşmayı karşılayıcı miktarda su verilir. Su renginin yeşilimsi bir hal alması iyi bir işarettir. Fazla gübreden dolayı rengin aşırı derecede koyulaşması istenmez. Gübre konulduktan sonra, oluşabilecek bir takım zararlılar için, havuzdaki su hacmi hesaplanarak mevcut 1 m3 su için 1 gr. Dipterex konularak dezenfekte edilir. örneğin; 30 m3 su mevcutsa 30 gr Dipterex 10 lt.su içinde eritilerek havuzun kenarına serpiştirilir. Suda gerekli rotiferin oluştuğuna kanaat getirilirse, larvalar suyun sıcaklığına alıştırılarak havuza stoklanır.

Larva stoklaması, m2’ye 200-600 adet şeklinde uygulanmaktadır. 8-10 güne kadar dıştan herhangi bir besleme yapılmaz. Havuza sadece buharlaşmayı karşılayacak kadar su akışı verilir. Bu dönemde , ek olarak balık, et ve kan unlarından kısa bir süre için verilirse, balıklarda sağlıklı bir gelişim olur. Daha sonra toz yemden başlamak üzere balığın alabileceği çapta karma yemler vermeye devam edilir.

Günlük verilecek yem miktarı su sıcaklığına ve balığın canlı vücut ağırlığına bağlıdır. 22-28oC’ler arasındaki sıcaklıklarda günlük yem miktarı havuzdaki toplam balık ağırlığının

% 8 ile 12’si arası değişebilmektedir. 17oC verilecek yem miktarı % 5, 14-17oC’ler arasında % 2,5, 10-14oC’ler arasında ise % 1,5 olarak verilir. Bunlara karşın, 10oC altındaki su sıcaklıklarında genellikle beslenme uygulanmamaktadır. Verilecek yem miktarının, ilk zamanlar 5-6, daha ileriki dönemlerde ise 2-3 öğünde verilmesinde yarar vardır. Yemleme uygulamalarının belli noktalarda yapılması gözlem açısından önemlidir. Eğer havuzdaki balık sayısı tahminen biliniyor ise, 15-20 günde bir örnekler alınarak tartımları yapılır ve su sıcaklığını da göz önünde bulundurarak yeni yemleme rejimi tespit edilir.

6. Hasat ve Nakil

Belirli büyüklüğe ulaşan yavrular, daha geniş havuzlara veya başka çiftliklere nakledilmek üzere, yavru havuzlarından hasat edilirler. Bunun için, tülden yapılmış ve donatılmış bir ağ kullanılabilir. Şekil 13’de yavru balıkların hasadı görülmektedir.

Şekil 13.Yavru Balıkların Hasadı

Genellikle, canlı bireysel ağırlıklar birbirine yakın olduğundan, öncelikle az miktardaki yavru balık tartılır. örneğin 100 g. canlı ağırlıkta 50 adet yavru balık olsun. Hasat edilen toplam canlı ağırlık ise, 30 kg. olsun.

Buna göre; tahmini balık miktarı =50x30.000 g.÷100=15.000 adet yavrudur.

Balıklar, her boyda nakledilebilirler. Ancak; sağlıklı bir nakil işlemi için tüm güvenli tedbirler alınmalıdır. Bunun için su sıcaklığı, oksijen düzeyi, taşıma kaplarının yapısı ve taşınacak balık miktarına dikkat edilir.

İlk beslemesi yapılmış olan 5-10 günlük sazan yavruları, plastik torbalarda taşınabilir. 0.3-0.5 mm. kalınlığında 55-60 cm. çapında ve 80-90 cm. derinliğinde çift katlı sağlam plastik poşetlere 20 lt. temiz su konulup, yeterli oksijen verildiğinde yaklaşık 100.000 adet yavru taşınabilir (Şekil 14).

Şekil 14.Yavru Balıkların Plastik Torbalarda Taşınması.

Diğer bir yöntem ise, fberglas tanklarda yavru taşıma şeklidir. Bu tanklar, genellikle

1-2 m3 hacminde olurlar. 1 m3’de ön beslemesi yapılmış, yaklaşık 1 milyon yavru taşınabilir. Eğer 100-150 gr ağırlığında yavru taşınacaksa 1 lt. ye 5-6 adet yavru hesap edilerek yükleme yapılır.

Yavruların stoklanacağı su kütlesinin sıcaklık düzeyi gözönüne alınarak gerekli olan işlemler Şekil 15’deki, gibi yapılarak taşınan balıklar yeni ortamlarına bırakılırlar.

Şekil 15. Yavru balıkların ortam sıcaklığına alıştırılması ve havuzlara bırakılma tekniği

7. Hastalık

Balığın sağlıklı olup-olmadığı, alınan örneklerin binoküler mikroskop altında bir balık hastalık uzmanı tarafından incelenmesi sonucunda anlaşılır.

Eğer tedavi gerekiyorsa, uygulanır. örneğin: Havuz suyuna kimyasal muamele (1) veya ilaçlanmış yemin verilmesi (2), diğer bazı durumlarda ise, havuz suyu akışının arttırılması gerekir (3), Şekil (16).

Şekil 16. Çeşitli Hastalık Giderici veya önleyici Uygulamalar.

Parmak büyüklüğündeki sazan yavrusu havuzlarında sıcak mevsim süresince tek hücreli dış parazitler daha yaygındır. örneğin; Beyaz leke hastalığını yapan parazit (Ichthyophtirius multifilis) bulunabilir. Anılan parazitten (1) kaynaklanan bir durum söz konusu ise 0.1 ppm. Konsantrasyonunda malahit yeşili havuza uygulanır. Ayrıca bu gruptan Tricodina (2) yüzgeçler üzerinde, Costia(3) solungaçlarda ve Chilodonella(4) hem solungaç ve hem de yüzgeçlerde bulunurlar (Şekil 17). İsimleri zikredilen son üç parazit için ise havuzun 4 ppm. Bakır oxoychlorid’le muamelesi gerekir.

Şekil 17. Sazan Balıklarında Bulunan Bazı Parazitler

Diğer parazitler de çok sayıda olup, kontrolsüz bir durumda iseler, büyük zararlara neden olurlar (Şekil 18). örneğin, Argulus foliaceus (1), Lernaea cyprinacea (2), Ergasilus sieboldi (3), Dactylogyrus vestator (4) ve Piscicola geometra (5). Bunların giderilmesi için 1 mg/m3şeklinde zirai insektisitlerin uygulanmasında yarar vardır.

Şekil 18. Sazanlardaki diğer bazı parazitler

Seyrek de olsa ciddi balık hastalıkları parmak büyüklüğündeki balıkların bulunduğu havuzlarda görülebilir. Bu gibi durumlarda balık hastalıkları konusunda uzman olan veterinerin tavsiyelerine uymalıdır. örnek olarak (A) olumsuz çevre koşullarında mantar ve bakterilerin birleşmiş etkileriyle solungaç çürüklüğü ve solungaç nekrozu oluşur. Tedavisi havuzun klorlanmış kireç (1 ppm) ile muamelesi ve su akışının arttırılmasından ibarettir. (B) solungaç enfeksiyonu (1) ve yüzgeç çürüklüğü (2) bakteriyel hastalıklardır (Şekil 19). Küçük havuzlar 0.1 ppm malahit yeşili muamele edilebilirler, buna karşın büyük havuzlarda sadece klorlanmış kireç (1 ppm) kullanılabilir. Daha sonra su akışında artışın sağlanması gereklidir.

Şekil 19. Sazanlarda Bakteriyel Bazı Hastalıklar

8. Yararlanılan Kaynaklar

1- Alikunhi, K.H.1966.Synopsis of Biological Data On Common Carp, C.carpio L.1958. FAO. World Symposium On Warm-water Pond Fish Culture. ROME

2- Çelikkale, S.1988.İçsu Balıkları ve Yetiştiriciliği .K.T.Ü.SDBT Fak.Yay.No.3. TRABZON

3-Horvath,L.,Tamas,G., and Tölg,İ.1984. Special Methods İn Pond Fish Husbandry.Akademia Kiado. BUDAPEST.

4- Horvath,L.,Tamas, G., and Coche, A.G.1985.Common Carp Part I.Mass Production of Eggs and Early Fry.FAO Training Series 8. ROME

5-Horvath,L.,Tamas,G., and Coche A.G.1985. Common Carp II.Mass Production of Advenced Fry and Fingerlings In Ponds. FAO Training Series 9. ROME

6- Comition. 1984. Better Freshwater Fish Farming, The Fish, FAO Better Farming Series. 30 ROME.

Facebook'ta Yayınla>
Soru / Yorum Eklemek İçin Tıklayınız
..:: Sorular / Yorumlar ::..
Henüz yorum eklenmemiştir. Yorum Eklemek için Tıklayınız.
Ne? nedir? Nasıldır? Nasıl yapılır? Ne zaman yapılır?
Copyright - Tarım Kütüphanesi - 2007