(Verticillium dahliae Kleb.)
Tanımı ve Yaşayışı
Verticillium dahliae konidioforları dik, bölmeli ve dallanmıştır. Konidiler bu yan dalların ucunda oluşur. Konidiler renksiz, ya da hafif renklidir. V.dahliae pamuk dışında birçok bitkide hastalığa neden olmaktadır. Enfekteli bitki organları ölmeye başladıklarında, bu organlarda dinlenme miselleri oluşmaya başlar. Fungus kışı, toprakta ya da bitki kalıntıları üzerinde dinlenme miseli ya da mikrosklerot şeklinde geçirir. Fungus toprakta konukçu olmadan uzun yıllar canlı kalabilir. Verticillium dahliae; 21-27 dereceler arasında iyi gelişir. Verticillium solgunluğu geniş konukçu dizinini dünyanın birçok yerinde etkilemektedir.
Zararlı Olduğu Bitkiler ve Zarar Şekli
Verticillium solgunluğu, çiçeklenme başlangıcında veya ilk koza oluşum döneminde ortaya çıkar. Solma belirtileri önce alt yapraklardan başlar ve yer yer kurumalar, pörsümeler görülür. Sararan ve kuruyan yapraklar daha sonra dökülür. Gövde enine kesilirse iletim demetleri kahverengi noktalar halinde görülür. Bitkideki Verticillium solgunluğu belirtilerinin nedeni; ksilem dokusunda patojenin yoğun olarak kolonize olması ve bitkinin, patojenin ilerlemesini engellemek için tylose oluşturması nedeniyle ksilemin tıkanmasıdır. Yaprak dokusunda meydana gelen kurumalar, daha çok patojenin salgıladığı toksik maddelerden ileri gelmektedir. Ekim geç yapılmışsa veya hastalık erken başlamışsa bitki boyu kısa, koza sayısı az, oluşan kozalar ise küçük kalmaktadır. Hastalık, enfeksiyonun son aşamalarında ise bitki ölümüne sebep olmaktadır. Solgunluk sebebiyle olgun olmayan liflerin yüzdesi artmakta, lif uzunluğu, lif mukavemeti ve kalitesi düşmektedir. Ayrıca hastalık nedeniyle tohum ağırlığı ve canlılığı da azalmaktadır.
Verticillium solgunluğuna yakalanmış bitkilerin genel görünümü ve gövde kesitindeki görünümü
Kültürel Mücadele
Verticillium dahliae tek döngülü bir fungustur. Yani yeni oluşacak olan inokulum aynı gelişme mevsiminde değil, bunu izleyen mevsim ya da mevsimlerde de etkilidir. Bu nedenle başlangıçtaki inokulum miktarını baskı altında tutan herhangi bir önlem hastalığı geriletir.
Hastalıktan korunmada önerilen yollardan başta geleni dayanıklı çeşit yetiştirmektir. Ancak günümüzde bu hastalığa dayanıklı çeşit mevcut olmadığından alınabilecek en önemli önlemlerin başında münavebe gelmektedir.
Uygun bir münavebe (konukçusu olmayan bitkilerle) etmenin mikrosklerotlerinin yoğunluğunun düşmesine neden olur. Örneğin; pamuk- çayırbitkisi- baklagil-arpa- buğday- sorgum- pamuk münavebe sisteminde topraktaki inokulum potansiyeli % 50- 75 oranında azalmaktadır. Sulanabilen alanlarda 2-3 yıl çeltik ekimini takiben pamuk ekimi ve yeşil gübre maksadıyla hardal ve kolzanın sonbahar ekimi inokulum potansiyelini % 80-95 oranında azaltır. Hardalın sonbahar ekimine müteakip mısır ve çavdarın yazlık ekimi Verticillium solgunluğu ile en etkili rotasyon uygulamasıdır. Buğday-bezelye ve fiğ ile 6 yıllık bir rotasyon inokulum potansiyelini büyük oranda düşürür. Bu etmene hassas olan zeytin, antepfıstığı, yem bezelyesi, kereviz, domates, patates, bamya, şekerpancarı, nane rotasyonda yer almamalıdır.
Solma noktasının üzerindeki tüm nem düzeyleri hastalık için uygun koşul yaratır. Sulama, toprak sıcaklığını düşürür. Bu da köklerden enfeksiyonu artırır. Bu nedenle, fazla sulama hastalığı arttırıcı yönde etkili olur. Mevsimin önemli bir bölümünde su stresi çeken bitkilerin vasküler dokularında fungusun ilerlemesi zorlaşır. Bu tür bitkiler enfeksiyona daha fazla dayanır. Bu nedenle pamuklar çiçek açınca sulanmaya başlamalıdır. Sulama sırasında bitkilere ihtiyacından fazla su verilmemesi uygun olur.
Verticillium solgunluğu killi topraklarda daha şiddetli görülür. Ağır topraklar, hafif kumlu topraklardan daha soğuktur ve enfeksiyon için daha uygundur. Kumlu topraklarda sık sulama yapılması durumunda hastalık için killi topraklar kadar uygun hale gelmektedir. Hastalık alkali topraklarda daha şiddetli görülür.
Ekim sıklığının artırılması ve tohum yatağının yüksek olması hastalığı azaltır. Derin toprak işleme hastalığın şiddetini artıracağından bu işlemler yüzeysel yapılmalıdır.
Yabancı otlar alternatif konukçu olmaları nedeniyle hastalığın yayılmasını artırabilirler. Tarlaların içinde ve kenarındaki yabancı otlar yok edilmelidir.
Hastalıktan korunmada diğer bir yol hasat artıklarının temizlenmesidir. Hastalığın ileriki yıllara taşınmasında enfekteli bitki artıklarının önemli bir yeri vardır. Hastalıklı bitki artıklarının uygun bir metod ile yok edilmesi gerekir.
("TEORİDEN PRATİĞE KÜLTÜREL MÜCADELE" kitabından)
(ISBN: 978-605-9175-21-0)
Facebook'ta Yayınla>