Gamze DEPEL
Ziraat Yüksek Mühendisi
Toprak Gübre ve Su Kaynakları Merkez Araştırma Enstitüsü
Tarımsal üretimde yetiştirilen bitkilere besin maddesi sağlamalarının yanında toprağın fiziksel, kimyasal ve biyolojik özelliklerini iyileştirmek amacıyla kullanılan ve çeşitli tarımsal faaliyetler sonucu oluşan organik kökenli tarımsal atıklarla, doğal kökenli organik maddelerin büyük ölçüde değişikliğe uğratılmadan elde edilmesiyle ortaya çıkan bir materyaldir.
Topraklara besin maddesi sağlamadan çok toprağın organik maddesini arttırıcı bir materyal olarak kullanılırlar.
Toprak organik maddesinin zenginleştirilmesi, toprak verimliliğinin arttırılmasını sağlamaktadır.
Organik gübrelerle toprağa ihtiva ettiği organik maddenin kaynağına bağlı olarak değişik oranlarda azot, fosfor, potasyum ve diğer besin maddeleri ilave edilmektedir.
Bu özellikleri dışında organik gübreler toprak yapısı ve organik madde miktarı üzerinde etkili olmaktadır.
Organik gübreler toprağın havalanma, su tutma, ısınma ve geçirgenlik gibi fiziksel özelliklerini bitki yetişmesi için uygun hale getirirken, bitki besin maddelerinin toprakta tutulmalarını ve yarayışlı durumda bulunmayan besin maddelerinin yarayışlı hale geçmelerini sağlayarak toprak kimyasal özelliklerinin de olumlu şekilde etkiler.
Toprağa uygulanan organik gübreler toprağın biyolojik özelliklerini de olumlu yönde etkilerler. Bu özelliklerinden dolayı bu gübrelere “toprak özelliklerini düzelten gübreler” de denilmektedir.
Organik gübreler grubuna giren gübrelerin başlıcaları şunlardır; Çiftlik gübresi, Yeşil gübre, Kompost, Tavuk gübresi, Kombina atıkları, Bitkisel atıklar
ÇİFTLİK GÜBRESİ
Doğal gübreler içerisinde insanoğlu tarafından bilinen materyaller arasında en eskisi olan ve ahır gübresi olarak da bilinen çiftlik gübreleri, hayvansal üretimin yoğun olduğu çiftlik işletmelerinde elde edilen bir materyaldir.
Bu tür işletmelerde bitkisel üretiminde hayvansal üretimle birlikte yürütülmesi gerekmektedir. Çünkü bu iki üretim şekli birbirini tamamlayan ve her iki üretim şeklinin de ekonomik olmasını sağlayan bir üretim modelidir.
Bu tür işletmelerde bitkisel üretim sonucu oluşan ürünler ve bitkisel artıklar daha fazla katma değer sağlayabilmek amacıyla hayvan yetiştiriciliğin de kullanılır.
Yetiştiriciliği yapılan hayvanların katı ve sıvı dışkıları ile sap, saman gibi yataklık materyalleri, çiftlik gübrelerinin esasını teşkil eder.
Eğer elde edilen hayvan gübreleri hazırlık aşamasından tarlaya götürüleceği ana kadar gerekli dikkat gösterilerek olgunlaşması (yanması) sağlanırsa, bünyesindeki besin maddelerinin yıkanmaları ve gaz halindeki kayıpları asgaride tutularak besin değerlerini yitirmemeleri sağlanır.
Elde edilen çiftlik gübrelerinin bileşimleri ve besin maddeleri içerikleri, elde edildikleri hayvanların cinsine, yaşına, beslenme durumuna ve kullanılan altlık malzemeye bağlı olarak değişiklik gösterirler.
Bunlara ilaveten elde edilen çiftlik gübresinin olgunlaşmaya bırakıldığı alanın çevre şartlarına karşı korumasız olması, yağış ve güneş altında bulundurulması besin maddesi içeriklerini direkt olarak etkileyen unsurların başında gelmektedir.
Çiftlik gübresinin besin değerinin kaybolmasını önlemek amacıyla:
*Ahırdan çıkan gübreyi açık bir alanda ve dağınık şekilde muhafaza etmemeli,
*Yığınların yağmur sularından etkilenmelerini önlemek amacıyla üzerlerini örtmeli,
*Çiftlik gübrelerinden sızma ile kaybın önlenebilmesi amacıyla beton ya da sıkıştırılmış bir zemin üzerinde muhafaza etmeli
*Yağmur suları ile yıkanan gübreden çıkan sıvı materyalin ortamdan uzaklaşması önlenmeli, mümkünse tekrar yığına dönmeleri sağlanmalıdır.
Genel olarak ifade etmek gerekirse ahır gübresinde;
%70-80 su
%15-20 organik olmayan maddeler
%0.05-0.7 azot (N)
%0.2-0.3 fosfor (P2O5)
%0.4-0.6 potasyum (K2O) bulunmaktadır.
Bunlara ilave olarak ahır gübresi, küçümsenmeyecek miktarlarda kalsiyum, magnezyum, kükürt gibi makro bitki besin maddeleri ve az miktarda da mangan, çinko, bakır, demir, bor ve molibden gibi iz elementleri içerir.
Çiftlik gübreleri tüm bitkiler ve tüm topraklar için rahatlıkla kullanılabilir.
Organik maddesi az olan topraklara verilecek çiftlik gübresi organik maddesi fazla olan topraklara oranla daha fazla olmalıdır.
YEŞİL GÜBRE
Gelişmelerinin belirli bir dönemini tamamlayan yeşil aksamı bol olan baklagil, buğdaygil vb. gibi bitkilerin sürülerek toprak altına getirilmesine yeşil gübreleme, bu amaçla kullanılan bitkilere ise yeşil gübre denilmektedir. Bu amaçla çalı ve ağaç yaprakları da kullanılır.
Yeşil gübreleme bitkileri eğer baklagillerden bir bitki ise toprağa organik madde yanında atmosferden fikse edilen azotta katılmış olur.
Yeşil gübreleme bu bitkilerin yetişmeleri, toprakta ayrışmaları ve sonraki bitkinin yetişmesi için yeterli miktarda su bulunduğu koşullarda etkilidir.
Yeşil gübreleme sonucu;
*Toprakta organik madde birikimi,
*Özelliklede baklagillerin yeşil gübreleme materyali olarak kullanılması durumunda, toprakta azot birikimi,
*Topraklardaki K, Ca, Mg gibi katyonların yıkanmasının azaltılması,
*Topraklara yağış sularının girişine uygun bir yapı kazandırarak, yağışların bitkisel üretimdeki yararlılığının arttırılması,
*Toprak yüzeyinin örtülü olması nedeni ile toprakların su ve rüzgâr erozyonuna karşı dayanıklılık kazanması,
*Toprakta biyolojik aktivitenin artması,
*Toprağın daha gevşek bir yapı kazanması dışında yabancı ot, zararlılarla ve hastalıklarla mücadelede kolaylık sağlanır.
KOMPOST
Tarımsal işletmelerde bol miktarda ortaya çıkan veya işletmelerde yeterince bulunmadığı durumlarda işletme dışından temin edilebilen her türlü organik artığın kompostlama teknikleri gözetilerek fermantasyonu ile elde edilen bir gübre çeşididir.
İşletme içinde ve dışında her türlü organik artığın kullanılması kompostlamanın çok ucuza mal olmasını sağlar.
Elde edilen materyale olgunlaşması (fermantasyonu) esnasında başta azot ve fosfor ile kireç katılarak elde edilen kompost materyalinin gübre değerinin artması sağlanır.
Kompostlar humus niteliğinde olup işletmenin yapısına göre, Tarımsal işletmelerde bulunan çöpler, hayvansal artıklar, ahır artıkları, sap, saman gibi harman artıkları, mutfak artıkları ve organik yapılı bazı fabrikasyon artıklarının çeşitli işlemlerden sonra mikrobiyal ayrışma sonucu mineralize olmalarından elde edilirler.
Kompostlama esnasında mikroorganizma faaliyetleri için neme ve yeterince oksijene ihtiyaç duyulur.
Kompost yapımı için yukarıda sayılan materyallerden temin edilebilenlerin iyice karışmaları sağlandıktan sonra, tabanı iyice sıkıştırılmış veya bu işlem için tabanı betonlanarak özel olarak hazırlanmış rüzgâr almayan bir yere yüksekliği 1,5 metreyi geçmeyecek şekilde yığın yapılır.
Yığın yapılmadan önce tabana absorbsiyon kabiliyeti yüksek olan sap, saman veya tarla toprağından 5–10 cm’lik bir katman serilirse, sızma ile meydana gelecek olan sıvı kaybı önlenmiş olur.
Kompost yapılması istenen materyal yere serilen bu katmanın üzerine gelecek şekilde 25–30 cm kalınlığında bir tabaka halinde serilerek üzerine sönmüş kireç ve toprak serpilir.
Sonra bu işlemler 1–1.5 metrelik yığın oluşuncaya kadar devam eder ve en üst kısmı ve etrafı 10 cm kadar kalınlıktaki bir toprak tabakası ile örtülür.
Yığın hazırlanırken kompostlanacak materyalin ıslatılması unutulmamalıdır.
Ayrışmanın hızlanması için yığınlara bakteri kültürleri de eklenebilir.
Bir diğer kompostlama yönteminde ise tabana 20 cm kalınlığında at gübresi serilir.
Bu katmanın üzerine 70 cm kalınlığında sap saman veya kompostlamada kullanılacak diğer materyal su veya diğer sıvı gübre artıklarıyla ıslatılıp sıkıştırılır.
Sıkıştırılan bu katmandaki materyale kendi ağırlığının en az % 70’i kadar su veya diğer sıvı artıklardan ilave edilmelidir.
Sıkıştırılan bu katmanın üzerine bir sıra daha ahır gübresi serildikten sonra, ilk katmanda olduğu gibi ikinci katman oluşturulur.
Bu şekilde dört katman oluşturulur.
Daha sonra katmanlardan oluşan yığının üzeri örtülerek 4–5 gün süreyle sıcak ayrışmaya terk edilir.
İsteğe göre 5’er günlük aralarla yığınlara 70 cm’lik katmanlar halinde 7–8 katman ilave edilebilir.
Tamamlana yığının üzeri kapatılır. Yığın devamlı nemli tutulmaya çalışılır.
Bu şekilde hazırlanan yığındaki gübre üç ay sonra ayrışmasını tamamlayarak kullanıma hazır hale gelir.
TAVUK GÜBRESİ
Ülkemizde son yıllarda artan beyaz et tüketimine birlikte tavuk kümesleri sayısında da bir artış gözlenmektedir. Kümes sayısının artışa paralel olarak kümeslerden elde edilen tavuk dışkıları miktarları da artmıştır.
Tavuk gübresi, çiftlik gübrelerinden daha fazla besin maddesi içerir. Bu nedenle tavuk gübresi ile yapılacak gübrelemelerde uygulanacak gübre dozunu yüksek tutmak bitkilerde zararlanmalara yol açabilir.
Tavuk gübresi ile çiftlik gübresi karşılaştırıldığında;
*Tavuk gübresinde nem çiftlik gübresinden daha azdır,
*Tavuk gübresinin kuru madde oranı daha yüksektir,
*Tavuk gübreleri bitki besin maddelerince daha zengindir,
*Tavuk gübreleri ahır gübrelerinden daha fazla tuz ihtiva ederler,
*Yem rasyonuna bağlı olmakla beraber bakır oranları yüksek olabilir
*Tavuk gübresinin gübre değeri içerdiği su, kum ve katı organik madde içeriğine göre değişir.
Su içeriği % 8–75 arasında değişmektedir.
Hayvanlardan elde edilen organik gübreler içerisinde NPK miktarları olarak en zengin gübre olan tavuk gübrelerinin içerdikleri azotun ilk uygulandığı yıl % 65’i, fosforun % 50’ si ve potasyumun ise % 75’i bitkiler tarafından alınabilir forma dönüşmektedir.
Geri kalanlar ise yavaş yavaş çözünerek ileriki yıllarda yararlı hale gelmektedir.
Bu özellikleri ile tavuk gübresi önemli bir organik gübre olarak dikkati çekmektedir.
Uygun depolama şartları sağlanmadığında bu gübrelerden de bitki besin maddeleri kaybı söz konusu olabilir.
BİTKİSEL ATIKLAR
Organik gübre olarak kullanılabilecek çok değişik bitkisel kökenli artıklar vardır.
Bunları iki grup altında inceleyebiliriz:
Endüstri ve gıda işleme fabrikalarında oluşan artıklar: Bu grup içerisinde ele alınabilecek materyaller arasında zeytin ve üzüm işleme tesislerinde oluşan atıklar başta olmak üzere gıda işleme tesislerinden elde edilen tüm atıklar sayılabilir.
Tahıl sap, saman, kavuzlardan ve yapraklardan oluşan atıklar: Bu grup içerisinde ise hububat ve baklagil sapları, üzüm cibresi, tütün tozu, mantar kompostu, şeker pancarı yaprakları ile baş kısmını sayabiliriz. Bu atıklar kompostlanma suretiyle organik maddece zengin kıymetli gübreler oluşturulur. Bu grup altında değerlendirilen şeker pancarı yaprak ve baş atıkları toprağa gömülmek suretiyle yeşil gübre olarak değerlendirilebildiği gibi hayvan beslenmesinde de kullanılabilir.
ORGANİK GÜBRELERİN KULLANILMASINDA DİKKAT EDİLECEK HUSUSLAR
Tarımda kullanılan organik gübreler görüldüğü gibi çok çeşitlilik arz etmektedir.
Bu gübrelerin uygulanması ile genel dikkat edilmesi gereken hususları maddeler şeklinde sıralayacak olursak:
Uygulanacak olan organik gübrelerden azami faydanın sağlanabilmesi için C/N oranının 1/20 den küçük olmasına dikkat etmelidir.
Uygulanacak olan organik gübrelerin (özellikle çiftlik gübrelerinin) iyi yanmış olmaların gerekir,
Uygulama öncesi besin maddeleri miktarlarının bilinmesi ve uygulanacak miktarın besin maddesi içeriğine göre belirlenmesi gerekir,
Organik gübrelerin uygulamadan önce eğer bekletilecekse ortam şartlarından en az etkilenecek şekilde depolanmaları sağlanmalıdır,
Organik gübrelerden meydana gelebilecek besin maddesi kayıplarını asgaride tutabilmek amacıyla tarlaya uygulanan gübre açıkta bırakılmamalı, tarlaya getirilen gübre tarlaya uygulanır uygulanmaz pulluk ile toprak altına getirilmeli,
İyi olgunlaşmamış organik gübreler tarlaya uygulandıklarında bitkilere faydadan çok zarar verebilirler, çünkü çürüme toprakta devam ederken oluşan bakteriler topraktaki besin maddelerini kullanırlar,
Yeşil gübrelemede yeşil gübre bitkisinin sürülerek toprağın altına getirileceği zaman çok iyi ayarlanmalıdır. Eğer bitki gömüldükten sonra bir esas bitki ekimi yapılacaksa, gömülen bitkiye çürümesi için yeterli zaman bırakılmalıdır.
Uygulanacak olan organik gübrelerin sadece bir besin maddesi sağlamadığını, aynı zamanda toprak yapısını olumlu olarak etkileyen bir materyal olduğu unutulmamalı ve uygulamalarda bu özelliğe dikkat edilmelidir.
ORGANİK GÜBRELERİN UYGULAMA ZAMANI VE ŞEKLİ
Organik gübrelerin uygulanma zamanını gübrenin uygulanacağı toprağın bünyesi ile gübrenin uygulanacağı bölgenin iklim şartları belirler.
Bu faktörler dikkate alındığında çiftlik gübrelerinin en ideal uygulanma mevsimlerinin ilkbahar ve sonbahar olduğu görülür.
Fazla yağış alan hafif bünyeli bölge topraklarında, gübrelerin ilkbaharda ekimden bir süre önce uygulanması tavsiye edilir.
Buna karşılık az yağış alan bölgelerle ağır bünyeli topraklarda uygulama sonbaharda yapılabilir.
Gübreler, sıcak ve nemli iklim şartlarında yetiştirilen bitkilerin ekiminden 4-6 hafta önce, serin koşullarda yetişen bitkilerden ise bir kaç ay önce toprağa uygulanmalıdır.
Tarlaya uygulanan organik gübreler pulluk ile gömülerek, gübrenin değerinden meydana gelecek kayıpların önüne geçilir.
Gübrenin toprak altına gömüleceği derinlik toprak bünyesine bağlı olarak değişmektedir.
Genel bir uygulama şekli olarak çiftlik gübreleri hafif bünyeli topraklarda yüzeye serildikten sonra sürümle derine, ağır bünyeli topraklarda ise yüzeye serilip hafifçe yüzlek olarak karıştırılır.
Toprağa katılacak organik gübre miktarının belirlenmesinde toprağın yapısı, organik madde miktarı, iklim faktörleri ve yetiştirilecek bitkinin çeşidi etkili olmaktadır.
Organik gübreler toprağa sağladığı bitki besin maddelerinden daha çok toprağın yapısına kazandırdığı özellikler bakımından daha önemli bir işleve sahiptir.
Toprağa uygulanan organik gübreler topraklara sağladıkları organik maddeler ile toprakların geçirgenlik değerleri ve su tutma kapasitelerinin arttırılması ile diğer fiziksel özellikler üzerine olumlu etki yaparak toprakların bitki yetiştirmeye daha uygun bir yapı kazanmalarını sağlar.
Organik gübrelerle yapılan gübrelemelerde az ve sık olarak yapılan gübreleme uygulamalarının, çok miktarlarda ve uzun zaman aralıklarında yapılan gübreleme programlarından daha etkili olduğu çeşitli kaynaklarca ortaya konmuştur.
Az ve sık yapılan bu gübreleme programlarında eksik kalan bitki besin maddeleri ticari gübrelerce takviye edilmelidir.
SIVI GÜBRELER
Gübre tüketimindeki gelişmelere paralel olarak meydana gelen gübre uygulama tekniklerindeki gelişmelerden bir tanesi de; gübrenin çözelti halinde bitkilere verilmesi tekniğidir.
Özellikle de yapraklara püskürtülerek yapılan gübre uygulamaları son yıllarda oldukça gelişmiş ve yaygınlaşmıştır.
Gübrelerin çözelti halinde yapraklara uygulanmasının yararları; Toprağa verilen gübrenin topraktan bitki kökleri vasıtasıyla alınması toprakta yeterli nemin bulunması şartına bağlıdır. Sıvı halde yapraklara yapılan uygulamada gübrenin bitkiler tarafından alımı için yeterli nem kısıtı ortadan kaldırılır.
Toprağa uygulanan gübreden toprak şartlarına (pH, kireç, kil tipi vd.) bağlı olmak kaydı ile bitkinin yararlandığı kısım çok az olabilmektedir. Bu kısıtlar yapraklara yapılacak uygulamalarda engelleyici bir unsur olmaktan çıkmaktadır.
Toprağa verilen gübrelerdeki besin maddeleri bitkilere yarayışlı formda da olsalar bitkiler tarafından bünyelerine alınmaları bir kaç günlük bir süreci gerektirebilir. Şiddetli açlık çeken bitkilerde yapraklardan sıvı gübre uygulamaları daha çabuk sonuç alınmalarını sağlayabilir.
Özelliklede mikro elementlerin yapraktan verilmesi elde edilmek istenen sonuçlara daha çabuk ulaşılmasını sağlar.
İnorganik gübrelerin veya diğer besinlerin çözelti halinde bitkilere uygulanmasında sadece mikro element uygulamaları düşünülmelidir.
Şurası unutulmamalıdır ki, yapraklar tarafından alınabilen makro element miktarları toplam alınması gereken miktara göre çok az bir miktar olup, yaprak gübrelemeleri ile mikro element noksanlıklarının giderilmesi daha mantıklı olmaktadır.
Bitkilerin makro element ihtiyaçlarının yapraktan uygulamalar ile giderilmenin mümkün olamayacağı hiç bir zaman unutulmamalıdır.
Sıvı gübrelerin kullanım alanlarının hızla artması, çeşitliliğinin de artmasına neden olmuştur.
Bugün piyasalarda inorganik, organik ve mikrobiyal gübrelerin tamamının sıvı formları bulunmakta ve kullanılmaktadır.
Sıvı formdaki bu gübrelerin sadece yaprak gübrelemesi şeklinde kullanılması gibi bir zorunluluk da yoktur.
Özelliklede sulu tarım uygulamasının yaygın olduğu yerlerde bu gübreler sulama suyuna karıştırılarak da bitkinin alımı için sulama suyu ile birlikte kök bölgesine verilmektedir.
Bu uygulama ile sulama suyunun kısıtlı olduğu yerlerde bile damla sulama yöntemi kullanılarak gübre uygulanması mümkün olmaktadır.
Gübre ile suyun birlikte uygulanması fertigasyon yöntemi, gübrenin bitkiye verilmesi gereken formda ve devrede verilmesi imkânının çiftçilere sunmaktadır.
Bu yolla uygulanan gübre;
Kolayca ve homojen olarak dağılmakta,
Zararlı artık içermemekte,
Katılan bitki besinlerinin hepsi çözünür durumda olması nedeni ile etkinliği daha yüksek olmaktadır.
Damla sulama ile yapılacak gübrelemelerin olumlu taraflarını sıralayacak olursak;
Bu yöntemle azot, fosfor ve potasyumun yanında diğer makro ve mikro besin maddelerini uygun oranlarda ve miktarlarda uygulamak mümkün olmaktadır,
Gübreleme bitkinin ihtiyaç duyduğu dönemde ve miktarda kontrollü bir şekilde yapılabilmektedir.
Damla sulama yöntemi gereğince sulama suyu sadece bitki kök bölgesine uygulandığından, kök gelişmesinin olmadığı yerlerde gereksiz gübre ve su kullanımının önüne geçilmektedir,
Bu yöntemle gübre uygulamaları tüm gelişim periyoduna yayılabilme imkanı oluştuğundan, uygulanan miktarlardan yıkanma ile meydana gerekebilecek kayıplar ortadan kaldırılabildiği gibi, bitkinin ihtiyaç gösterdiği her an besin maddeleri uygulaması mümkün olabilmektedir,
Tüm bunlara ilaveten uygulamada işçilik maliyetleri çok düşmektedir.
Buna karşılık;
İlk tesis maliyeti ve devamlı bakım gerektirmesi,
Geleneksel uygulamalara nazaran çok daha fazla bilgi ve dikkat gerektirmesi,
Özelikle tuzlu alanlarda ve sulama suyunun tuzlu olması durumunda bitki kök bölgesinde tuz birikimi meydana getirmesi,
Kullanılabilir gübrelerin çözünebilir karakterde olmaları nedeni ile fiyatlarının yüksekliği,
Bu sistemin dezavantajları arasında sayılabilir.
Facebook'ta Yayınla>