Meyveler sağladıkları kalori, vitamin, madensel maddeler ve güzel görünümleri sayesinde iştah üzerine yaptıkları etkiler bakımından beslenmemizde çok önemli bir yer tutmaktadır.
Ayrıca meyve suyu, konserve, reçel, marmelat, pekmez ve kurutma teknolojilerinin de hammaddesini oluştururlar.
İşte bu dersimizde bu kadar önemli bir yeri olan meyveciliğimizin Türkiye'deki yeri ve durumunu öğreneceğiz.
ÃœLKEMÄ°ZDE MEYVE ÃœRETÄ°MÄ°
Türkiye'nin iklimi ve toprak yapısı pek çok meyve türünün üretilmesi için uygundur. Dünya üzerinde üretimi gerçekleştirilen bir çok meyve türü Ülkemizde de yetiştirilebilmektedir.
Bugün Türkiye'de 35 tür meyve yaygın olarak üretilmektedir. Üzüm, Elma, Zeytin ve Portakal en fazla üretilen meyvelerdir. Çilek, kivi, ahududu ve böğürtlen gibi meyvelerin üretiminde ise hızlı bir artış olmaktadır. 2000 yılı tahminlerine göre meyve üretimimiz 13 milyon tonu geçmektedir.
Son yıllarda ülkemizde yetiştirilen meyvelerin hem miktarı hem de kalitesi yükselmektedir. Bir çok meyve türünde ihracat yapılarak Ülkemiz döviz kazanmaktadır. Son yıllarda özellikle Kirazda Avrupa'da "Türk Kirazı" imajı yaratılmıştır.
Meyve miktar ve kalitesinin artmasında çiftçimizin tekniğine uygun yetiştiricilik yapmasını öğrenmesinin büyük payı vardır.
Şekil 1. Bodur anaçlarla kurulmuş modern bir meyve bahçesi
Modern meyveciliğin gereklerini yerine getirmek hem üreticilerimize hem de Ülkemize önemli kazançlar sağlayacaktır. Bu sayede;
- Ağaçlar erken yaşta verime yatar.
- Her yıl düzenli ürün alınır.
- Dekara daha fazla ağaç dikilerek dekardan çok ürün alınır.
- Budama, ilaçlama ve hasat gibi işlemler daha ucuz ve kolay yapılır.
- Bahçelerde hastalık ve zararlıların kontrolü daha kolay ve etkili yapılır.
- Kaliteli meyve oranı artar ve daha yüksek kar elde edilir.
- Maliyet azalır.
Modern meyveciliğin başlangıcı çeşit, anaç ve fidan seçimine kadar uzanır. İç ve dış pazar isteklerine uygun çeşitlerle tek türden kapama bahçe kurulması tavsiye edilmektedir. Dünyada yaygın olarak kullanılan ve son 10 yıldır Ülkemizde de yaygınlaşan bodur anaçlar tercih edilmektedir. Ülkemizde son yıllarda özellikle Elma, Armut, Ayva, Kiraz, Vişne, Erik ve Şeftalide bodur anaç kullanılması hızla yaygınlaşmaktadır.
Üretilen ürünlerin hasat, taşıma, ambalajlama ve depolamada dikkatli davranılarak, kalitenin bozulmaması sağlanmalıdır. Hasattan sonra hemen pazara sunulmayacak ürünler ön soğutma yapıldıktan sonra depoya konmalıdır. Depolamada Kontrollü Atmosfer depoları tercih edilmelidir.
Facebook'ta Yayınla>