İlimizin istatistiki verilere göre toplam 709.894 hektar mera alanı mevcuttur. 4342 sayılı Mera Kanunu kapsamında yapılan çalışmalarda ise şu ana kadar (Aralık-2006 itibariyle) 28 ilçede 594 köy ve kasabada 676.527 hektar alanın tespiti, 469.319 hektar alanın tahditi ve 389.111 hektar alanın tahsisi tamamlanmıştır.
İlimiz meralarını ikiye ayırmak suretiyle incelemekte fayda vardır. Birinci kısım mera alanlarımız Konya ovası diye tabir ettiğimiz rakımı 1010-1050 arasında bulunan düz ve düze yakın topoğrafik yapıya sahip alanlardır. İkinci kısım mera alanlarımız ise 1050 ve üzeri rakıma sahip engebeli ve dağlık topoğrafik yapıya sahip alanlardır. Birinci kısımda bulunan mera alanlarımız düz ve düze yakın topoğrafik yapıya sahip olmalarına rağmen yıllık yağış ortalaması 200-350 mm. civarında olup oldukça düşüktür. İkinci kısımda bulunan mera alanlarımızın yıllık yağış ortalaması ise 350-500 ile 500-650 mm. arasında değişmektedir. Bilindiği gibi meraların yıllık ortalama 800 mm. ve üzeri yağışa ihtiyacı bulunmaktadır. Meralarımızın yıl boyu yeşil kalmasını istiyorsak yıllık yağış ile meraların istediği yağış arasındaki farkın sulama suyu olarak verilmesi gerekmektedir.
Ovalık kesimde bulunan mera alanlarımız ilimiz toplam mera varlığının önemli bir miktarını oluşturmaktadır. Bu kesimdeki mera alanlarımızın erken ve aşırı otlatılması,yağış miktarının yetersiz oluşu ve sulama imkanının olmayışı nedenleriyle çok zayıf bitki örtüsüne sahip olup, zayıf mera karakterindedirler. Bu mera alanlarımızdaki bitki ile kaplı alan %12-27 arasında değişmektedir. Ayrıca bu mera alanlarında bulunan bitki örtüsü ise verimi ve kalitesi düşük bitkilerden oluşmaktadır. Bu meralarımızda otlatma mevsimine riayet edilmemesi; yani meraların zamanında otlatılıp zamanında dinlendirilmemesi ve otlatma kapasitesinin üzerinde hayvan otlatılması ve sulama yapılmaması nedenleriyle bu mera alanlarımız ya istilacı bitkilerle kaplanmış yada çıplaklaşmıştır.
Rakımı 1050 ve üzerinde bulunan engebeli ve dağlık kesimlerde bulunan mera alanlarımızı ağırlık olarak yaylak alanları oluşturmakta olup, yıllık yağış miktarının birinci kesime göre biraz daha fazla olması ve bu yaylak alanlarına mevsim şartları gereği belli bir zamandan önce çıkılamaması nedeniyle yani otlatma mevsimine zorunlu olarak riayet edilmesi nedeniyle bu kesimdeki mera alanları orta ve iyi diyebileceğimiz mera karakteri taşımaktadır.
Birinci kesimde bulunan mera alanlarımızda mevcut bitki örtüsü buğdaygillerden oluşmaktadır. Baklagiller bu kesimdeki mera alanlarımızda yok denecek kadar azdır. Mevcut bitki vejetasyonuna gelince meralar arasında farklı bitki örtüleri mevcutsa da genellikle Koyun yumağı, otlak ayrığı, köpek dişi ayrık, tek yıllık buğdaygiller, brom türleri, geven, yavşan, saz otları yaygın olarak bu kesimdeki mera alanlarımızda bulunmaktadır. Yukarıda sayılan bitki türlerinin büyük bir çoğunluğu verimi ve kalitesi düşük istilacı bitki karakterindedir.
İkinci kesimde bulunan mera alanlarımızın ağırlık olarak büyük bir kısmını yaylak alanları olduğunu söylemiştim. Yaylak alanları dışında kalan mera alanları birinci kesimle kıyaslanamayacak kadar küçük alanlardır. Bu kesimdeki mera alanlarımızda da koyun yumağı, otlak ayrığı, çim türleri, tek yıllık buğdaygiller, brom türleri, kekik, geven, yavşan türleri ile yonca, korunga, üçgül türleri ve sarı çiçekli gazal boynuzuna rastlamak mümkündür.
Sizlere kısaca fazla teknik ayrıntılara girmeden İlimiz meralarının mevcut durumu ile ilgili bilgi vermeye çalıştım. Şimdi de hayvanlarımızın en ucuz kaba yem kaynağı olan bu alanları nasıl ıslah etmemiz gerektiği hususundaki görüşlerimi açıklayacağım.
İlimiz meralarının ıslahı denilince öncelikle yukarıda bilgi vermiş olduğum birince kesimdeki mera alanlarımız üzerinde durmamız gerektiğine inanıyorum. Çünkü bu alanlar hem geniş, hemde ikinci kesimdeki mera alanlarımıza göre mera durumu oldukça zayıf ve gittikçe çıplaklaşmakta şiddetli rüzgar erozyonu meydana gelmektedir. Ancak buradan şu sonucu çıkarmak da oldukça yanlış olur. Birinci kesimde bulunan mera alanlarımızı ıslah edelim de ikinci kesimde bulunan mera alanlarımızı ihmal edelim sonucu çıkmamalıdır. Elbette bütün mera alanlarımızın ıslah edilmesi hem erozyonun kontrolü hemde hayvanlarımızın en ucuz yem kaynağı olması nedeniyle oldukça önemlidir. Benim burada vurgulamak istediğim ikinci kesim mera alanlarımızın biraz daha iyi durumda olması ve bu kesimde bulunan mera alanlarımızın daha ziyade dağlık, taşlık ve kayalık olması nedeniyle ıslahının biraz daha birinci kesime göre güç olmasından dolayıdır. Birinci kesimde bulunan mera alanlarımızın büyük bir kısmının sulama imkanının olması, oldukça geniş yem bitkisi ekiliş alanlarına sahip olmaları, bu kesimdeki mera alanlarının düz ve düze yakın olması nedeniyle bu alanlarda yapılacak tekniğine uygun mera ıslah çalışmalarının daha kısa zamanda netice vereceğidir.
İlimiz meralarının ıslahında öncelikle üzerinde durulması gereken husus her alanda olduğu gibi eğitimdir. Meralarını ıslah edeceğimiz köy veya beldede bulunan vatandaşların ciddi bir eğitime tabi tutulması ıslah projesinin başarısı açısından oldukça önemlidir. Yapılan eğitim çalışması neticesinde ilgili köy yada belde halkı ıslah projesine inandırılamamışsa veya ilgisiz kalmışsa o yerde mera ıslah projesinde ısrar etmenin gereği yoktur. Çünkü proje başarılı olamayacaktır. Bu nedenle uygulanacak mera ıslah projelerine halk desteği verecek köy ve beldelerin seçilmesi ve o yerlerde projenin uygulanması daha uygun olacaktır. Zaten istekli köyde proje başarılı olursa, projeye ilgisiz kalan diğer köyler kendiliğinden bu projelerin kendi köylerinde de uygulanmasını talep edeceklerdir.
Mera ıslahında başarılı olabilmek için bütün dünya da uygulanan otlatmanın düzenlenmesini sağlayan teknik kurallara uymak gereklidir. Bu kuralları kısaca özetlersek; 1- Mera otlatma kapasitesinin üzerinde hayvanla otlatılmamalıdır. 2- Otlatma mevsimine riayet edilmeli, otlatmaya başlama ve bitiş zamanları teknik olarak belirlenmeli ve hayvan sahipleri bu zamanlara riayet etmelidir. 3- Mera alanları üniform olarak otlatılmalı yani hayvanlar mera üzerinde düzgün bir şekilde dağılmalı ve meranın her tarafı aynı oranda otlatılmalıdır. 4- Merada bulunan bitki türlerine uygun hayvan cinsi ile otlatılması gerekmektedir. Bütün dünyanın uygulamış olduğu yukarıdaki kurallara uyduğumuz oranda mera ıslah projemiz başarılı olacaktır.
Şimdi haklı olarak vatandaşlarımız şunu soracaktır. Hayvanlarımız evde kaldığı zamanlarda yedirecek yemimiz yok yukarıdaki kurallara biz nasıl uyalım. Bunun içinde mera ıslah projelerinde başarılı olmanın ve vatandaşı yukarıdaki saymış olduğumuz kurallara uydurmanın yolu yem bitkisi ektirmekten geçiyor. Bu nedenle mera ıslah projesi uygulanan köyde yapılacak eğitim çalışmalarında yem bitkisi ekiminin yaygınlaştırılması üzerinde özellikle durulması ve ıslah projelerindeki vatandaşa ektirilecek yem bitkisi tohumluklarının proje kapsamında ya bedelsiz yada çok cüzi bir bedelle temin edilerek vatandaşa kaliteli yem bitkisi tohumluğu verilmelidir. Ayrıca vatandaşa verilen yem bitkisi tohumluğunun ekimi ve ekiminin yapılıp yapılmadığı hususu üzerinde ısrarla durulmalıdır. İlimizde tarım arazilerini sulama imkanı olan köy yada beldelerde silajlık mısır, yonca vb. yem bitkileri üzerinde kıraç alanlarda ise Korunga ve Macar Fiği vb. yem bitkilerinin ekimi mutlak sağlanmalıdır. Mera ıslah projesinin başarısı büyük oranda yem bitkileri ekiminden geçmektedir. Çünkü evinde hayvanına yedirecek yem bitkisi olursa hem yukarıda sayılan kurallara vatandaşlarımızın uyması kolaylaşacak hemde merada uygulayacağınız her türlü ıslah çalışması başarılı olacaktır.
İlimiz meralarının ıslahında en büyük sıkıntılarımızdan birisi de yıllık yağış miktarımızın oldukça düşük olmasıdır. Bu nedenle mera ıslah projelerinin başarılı olmasında otlatma kurallarına uyulması haricinde ıslah projelerinde meraların sulanması ile ilgili (Sulama imkanı olan yerlerde) çalışmalarında yapılması gerekmektedir.
Sonuç olarak herkesin bilmesi gereken bozulmuş olan mera alanlarını eski haline getirmek zor ve yıllarca sürecek çalışmaları gerektirmektedir. Meraların ıslahı bugün başlanıp yarın netice alınacak bir çalışma değildir. Ancak sabırlı olunursa ve yukarıda ana hatları verilen hususlara riayet edilirse başarılı olunamayacak bir çalışma değildir. Şunu da çok iyi bilmeliyiz ki çıplaklaşan ve gittikçe zayıflayan mera alanlarımız hayvanların karnını doyurmadığı gibi, su ve rüzgar erozyonunun kontrollerinin güçleşmesi ve ülkemizin çölleşmesi gibi sıkıntılarla bizleri ve gelecek nesillerimizi karşı karşıya bırakacaktır. Yeni yılın milletimize hayırlı olması dileğiyle...
e-mail adresi : atetik71@hotmail.com
Facebook'ta Yayınla>