Gazetemizin siz değerli okuyucularına bugüne kadar pek çok köy, kasaba ve ilçenin çeşitli yönleriyle tanıtımına çalıştık. Bu yerleşim birimlerinin birçoğuna aldığımız davete icabet ederek, bazılarına da bizzat kendimiz gittik. Tanıtımına çalıştığımız yerleşim birimlerinde yaptığımız araştırmalar sonucu elde ettiğimiz bilgilerin ışığında, hemen hemen hepsinin kendine has kültürü hariç, pek çok ortak yanlarına rastladık. Mesela neredeyse hepsinde insanımızın rızkını tarım sektöründen, hayvancılıktan temin ettiğini, pek çoğunun göç verdiğini, çoğunun kendine yetmeyen öz kaynaklar nedeniyle nafakasını dışarıda aradığını, bazılarının da kendi yağıyla kavrulabildiğini bu sayfada sizlerle paylaştık. Bazı yörelerimizi de özellikle coğrafi konumu, tarihsel özellikleri yada tarım ve hayvancılık yönünden özellik arz eden yönlerini öne çıkarmak suretiyle gazetemize taşıdık.
Değerli okuyucularımızı bu uzunca giriş sıkmamıştır umarım. Bu uzunca girişin sebebini açıklamaya çalışayım hemen. Şimdiye kadar yazdığımız tüm yerleşim alanlarını bir sayıya sığdırmaya alışmıştık. Fakat bu defa bir sayıya sığmayan bir kasabaya, yani Doğanbey’e konuk oluyoruz. Bu ay ve gelec ek ayda tarım gazetemizin beldeler sayfasının konuğu olacak olan Doğanbey beldemiz, gerçekten tanımaya- tanıtmaya layık, Selçuklu, Eşrefoğulları Beyliği, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemlerinin en köklü yerleşim birimlerinden 700 yıllık bir kültür mirası desek yeridir. Yaşanan her devirde yöreye kendine has özellikleriyle damgasını vurmuş bu kasabamız.
Geçmişten günümüze gelenekçi yapısını da bozmadan, atadan- dededen görüp öğrendiğini de muhafaza ederek, hatta geliştirip daha ileri götürerek, bazı sektörlerde özellikle uzmanlaşarak, paylaşmacı bir ruhla yardımlaşarak üreten Doğanbey, mercek altına alınması gereken model bir belde. Saydığım özellikler dikkat çekmiş olsa gerek ki, Başbakalıkta ilgili birimlerce incelemeye alınıp, araştırılan bir kasaba modeli olmuş.
Doğanbey ile ilgili tarihçe ve diğer detaylara girmeden önce sayısal değerlerle genel bilgileri sıralarsak; beyşehir ilçemize bağlı olan kasabamız, ilimize 80 km, ilçeye 25 km uzaklıkta, son nüfus sayımı sonuçlarına göre 6130 kişinin yaşadığı, 1420 haneden oluşan görkemli bir Anadolu kasabamız. 1910 yılında belediye olma hakkını elde eden yörenin en eski kasabası. Konya- Beyşehir karayolunun 75. ci kilometresinde ‘Badırık’ adıyla anılan, yoğun olarak petrol ve dinlenme tesislerinin oluşturduğu yerleşim biriminden sola saparak irili ufaklı tepeciklerin arasında bir vadiye dalarsanız, 5-6 km sonra Doğanbey’ine ulaşırsınız. Vadi boyunca sağınızda neredeyse asırlık söğüt ve kavak kolonileri, solunuzda daha çok orman ağaçlarından çam, sedir türü güzel manzaralar veren yeşil alanları seyrederek, yakın tarihlerde imara açılarak yapılmış ilk çok katlı ve modern konutları geride bırakıyor, düzenli ve bakımlı bir cadde üzerindeki sağlı- sollu çamların oluşturduğu yeşil bir koridordan daha çok bir şehir havasındaki beldeye giriyorsunuz.
Son günlerini eda ile idrak ettiğimiz Mübarek Ramazan ayında çalışmalarımızı her zaman beraber yürüttüğümüz görev arkadaşım Mustafa öz’le 27 Kasım’da Doğanbey’e vardığımızda önce belediyeye çıkıp Sayın başkan Hasan Ocaklı’ya misafir olduk. Daha önce randevulaştığımız Sayın başkan bize çalışmamazın her dakikasında refakat ederek gerçekten çok yardımcı oldu. Belde ile ilgili her türlü bilgileri notlarımıza kaydederken titizliğine, çalışmalarımıza gösterdiği ciddi alakaya minnettarlığımızı ve sonsuz teşekkürlerimizi bir borç biliyoruz. 3 saat süreyle doyumsuz bir sohbetle beraber çok kıymetli bilgileri sürekli not tuttuk. Daha sonra belde içinde dokuma tezgahlarını, battaniye fabrikasını, Bey-Su tesislerini, Besler Kooperatifini ve tesislerini, Belediye Mezbahası ile huzurevi binasını gezip birçok fotoğraf çektik, belde içinde gezip bilgi topladık.
Doğanbey’in kuruluş öyküsünün dayandığı tarihçeyi sorduk önce Sayın Başkan’a. Tarihçe ile ilgili ellerindeki tüm yazılı kaynakların şu anda Ankara’da bir matbaada bugünlerde basımını bekledikleri “Doğanbey” kitapçığı için verdiklerini söyleyerek hafızasındaki bilgileri bize aktardı. Yöredeki yerleşim alanlarının 1300’lü yıllar öncesinde gayrimüslümlere ait olduğunu, Bereket, Karacaören, Taşlıca ve Kükürt adıyla anılan bu devirlere ve öncelerine ait eski yerleşim alanlarından harabe ve örenlerin mevcut olduğunu, taa 1.ci yüzyıla kadar uzanan izlerin olduğunu, 1300’lü yıllardan itibaren de Müslüman Türklerin yerleşik düzene geçtiklerini, beldenin doğusundaki Erenler Tepesi (Elenkilit) ile Anayla- Kız Tepelerinin tabiat varlıklarını koruma kurumlarınca koruma altına alındığı, Erenler Tepesinde çilehaneler, küçük mescitler ve namazgahların mevcut olduğunu, Ahi Ocakları ve Horasan Erleri’nin toplanma ve uzlet yerleri olduğu, Anayla- Kız Tepesinde de1.ci yüzyıla ait kilise kalıntısı mevcudiyetinden söz etti. Doğanbey’in ilk adının ‘Davgana’ (Tavgana) olduğunu, Osmanlı arşiv kayıtlarına göre en net 1496 yılı İl Yazıcısı Defterdar kayıtlarında Doğanbey’de 2 medrese olduğu, 250 erkek nüfusun olduğu (o zamanki yazım kayıtlarında kadınların sayıları belirtilmemiş), bunların 30 tanesinin bölgede yerleşik düzende kalan gayrimüslümler olduğu ve bunların testicilik (eski ismi Tavgana adıyla maruf uzun boğazlı kulpsuz testiye verilen ad), demircilik, saya işçiliği, yağcılık ve taş işçiliği ile meşgul olduklarından kayıtlarda söz edildiği, uzun yıllar Osmanlı idari ve siyasi yapılanmasında “Göçü Kebir Sancağı” olarak hayatiyetini sürdüren Davgana, 1910 yılında belediye olmuş, 1926 yılında Cumhuriyet dönemi Nahiye teşkilatlanmalarında Türkiye’nin ilk 16 nahiyesi içinde yerini almış, yine 1926 yılından itibaren de Davgana olan ismi resmi olarak “Doğanbey” olarak tescil edilmiştir. İşte tarihi öyküsüyle günümüze ulaşan bugünkü Doğanbey ise bir ilçeyi aratmayacak hem nüfus yoğunluğu, hem altyapısı ve hem de sosyo- ekonomik yapısıyla büyük, güçlü ve yörede lokomotif bir belde. Doğanbey deyince akla ilk gelen özellikleri sıralarsak; Allah vergisi doğal memba suyu, hayvancılık sektöründeki özellikle son yıllardaki çok etkin konumu ve puna paralel olarak Besler Kooperatifinin sektördeki yatırım ve üretim faaliyetleri, tekstil dalında çok yaygın dokumacılık ve el sanatları ile küçük sanayi işletmelerdeki üretim ve pazarlama ilk akla gelen özeellikleri olan Doğanbey’inin ayrıca Türk siyasetine, Türk sanayi ve ticaret hayatına, akademik çevrelere kazandırdığı renkli simaları, İzmir- İstanbul ve Konya’da hatırı sayılır bir nüfus yoğunluğu oluşturan özellikle de ticarette üstün başarılar elde eden Doğanbeylilerin beldelerini hiç ihmal etmeyip, bağlarını koparmadıklarından, özellikle yaz aylarında tatillerinin en büyük bölümünü kasabada yaşayarak hep canlı tuttukları “Doğanbeylilik Kültürü” de ilk akla gelen özelliklerindendir. Geleneksel hale getirilen “Doğanbeyliler Günü” kutlamalarının bu yıl 10. cusunu kutlamışlar ve çok yüksek katılımla kutlanan şölen her yıl temmuz ayının son pazar günü gerçekleştiriliyormuş. özelliklerini sıraladığımız bu insanları gerçekten kutlamak gerekir.
Daha çok yazacak konular var. Onları da gelecek sayıda yazacağız inşallah özellikle ekonomik yapılanma modellerini, tarım ve hayvancılıktaki rollerini, örnek kooperatif Besler ve Bey-Su işletmesini, belediye yatırımlarını, kültürel faaliyetlerini, tekstil kolundaki çalışmalarını, resmi kurumlarla ilgili bilgileri gelecek ay sizlerle paylaşacağız. Başta Belediye Başkanı Sayın Hasan Ocaklı olmak üzere kooperatif başkanı ile yönetim kadrosuna ve tüm Doğanbeylilere buradan selam ve saygılarımı sunuyor, Mübarek Ramazan Bayramlarını tebrik ediyorum.
Gelecek sayıda buluşmak üzere sağlıcakla kalın...
Facebook'ta Yayınla>