Tarım ve hayvancılık sektöründe, özellikle vişne üretiminde gelecekte söz sahibi olacağı gün gibi aşikâr bir beldeye konuk olacağız bu sayımızda. Eskiden, hemen her köy ve kasabamız için rahatlıkla ‘kendine yeten,yağıyla kavrulabilen’ bir yerleşim yerinden sözedebilirken, bugün için aynı iddiamızı sürdürmek mümkün değil maalesef. Çünkü insanların hayat standardı hızla değişim göstermekte, ihtiyaçlarımız hem çeşit ve hemde miktar olarak sürekli artmakta. Bunun için de daha çok üretmeye ve daha iyi gelir seviyesine ihtiyacımız herkesi yeni arayışlara itmektedir. Amaç, muhtac olmadan insanlarımızın doğduğu yerde doyduğu ideallere ulaşmaktır. Bu tanıtım amaçlı yazımı yazmak için, daha önce hakkında hiçbir fikrimin olmadığı Yenidoğan Kasabamızı görüp tanıdıktan sonra, neden böyle bir giriş yaptığımı biraz açalım dilerseniz.
Yazdıklarımdan Yenidoğan’ın yoksulluğun, sefaletin kol gezdiği bir yerleşim yeriymiş gibi bir anlam çıkarılmasın. Aksine, içinde 5 bine yakın insanın yaşadığı, son yıllarda göç alan ve yöresinde söz sahibi bir belde Yenidoğan. Mütevazi bir yaşantının hakim olduğu, saygın insanlarıyla, Vatanına-Milletine sorumluluklarını yerine getiren bin Anadolu Beldesi. Genç nesil Yenidoğan’lılar çeşitli işkollarında, İzmir ve Konya başta olmak üzere nasibini, nafakasını daha çok dışarıda ararken; geçimini Yenidogan’a endeksleyenler ağırlıklı olarak tarım ve hayvancılıkla, kasaba düzeyinde ticaretle uğraş vermekteler. Burada yeri gelmişken benim vurgulamak istediğim şu ki; alışılmış klasik yöntemlerle sürdürülen tarım ve hayvancılığa dayalı geçim sisteminin geliştirilip, yöreye önderlik edecek bir cazibe merkezi oluşturulabilirmi sorusuna cevap bulmak olacaktır. Yeniden kasaba ile ilgili bilgilere dönersek, 1955 yılından buyana Belediye idari yapılanmasıyla yönetilen Yenidoğan; Konya’ya 60 km, Beyşehir’e 25 km mesafede, 4400 nüfusuyla oldukça büyük bir belde. Altyapısıyla, küçükölçekli esnaf ve sanayi yapılaşmasıyla şehir havasına bürünmüş bir yer. Son yıllarda kasabasına dönen çok sayıda Yenidoğan’lı da burayı bir emekli cenneti haline getirmiş dersek abartmış olmayız herhalde. Konya-Beyşehir yol güzergahında, Hüyük İlçesi yol ayrımından hemen sonra karşınızda beliren Yenidoğan, uzaktan bir ilçe havası veriyor insana. Güneyini kapatan muhteşem koruluk tabloyu tamamlayan bir güzellik katıyor manzaraya. 2 Mayıs’ta gittiğimiz Yenidoğan’da, hemen kaynaşıverdik insanlarıyla.Canayakın ve misafirperver olduklarını hemen hissedebiliyorsunuz.Belediye Başkanı Mehmet Sağ ve ekibinden çok yakın alâka gördük. Günboyu bütün çalışmalarımıza yardımcı oldular. Hepsine yürekten teşekkürlerimizi borç biliyoruz. Arazileri,gölet sahasını,vişne bahçelerini,İli Koru ve Belde içini gezerek fotoğraflar çektik, bilgilendirmelerle ilgili notlarımızı tuttuk…
Belediye Başkanı’yla yaptığımız değerlendirme de; ‘Yenidoğan denildiğinde akla ne gelmeli?’ diye sordum. “Bundan sonra adımız vişne üretimiyle bir anılacak” diye başlayıp, gölet projesi ve hayvancılık için yapmayı tasarladığı planlarını anlattı. Ağaçlandırma çalışmalarını, hedeflerini ve beklentilerini sıraladı. Birkaç yılda sıfırdan başlayıp 25 bin vişne ağacına nasıl ulaştıklarını, oluşturacakları binlerce dekar yeni vişne bahçeleriyle de, gelecekte vişne pazarının belirleyicisi olma hedefine inancını anlattı.’Neden Vişne’ diye sordum. Konuya hakimiyetiyle,inanmışlığıyla işte Başkan’ın verdiği çarpıcı cevaplar: ” Arazilerimiz verimli olmasına rağmen sulu tarıma açık değil. Halkımız yıllardır hububat ağırlıklı tarıma mahkum. Bölüne bölüne küçülen arazilerde tarım yapmak ve karın doyurmak mümkün değil artık. Daha kârlı ve akılcı üretime yönelme mecburiyeti bizi arayışa soktu.Uzmanlara danıştık,hertürlü fikri değerlendirmeye alarak, teknik incelemeler yaptırdık. Bu arayışların neticesinde, arazi yapımıza uygun en ideal ürünün vişne olduğunu tesbit ettik. Sıra, görmeden inanmayan insanımızı ikna etmeye geldi. Bu işe önderlik edeceğine inandığımız, yeraltı su kaynağı olan arkadaşlarımızla denemelere başladık. İlk dikilen fidanlarımız bugün beş yaşında. Geçen yıl ürününü paraya çeviren üreticilerimiz hedefi vurmamızı sağladı. Buna paralel olarak, İç Anadolu’nun en büyük gölet projesi için düğmeye bastık. Bugün özel İdare Genel Sekreterliği’ne bağlı Köyhizmetleri’ince yürütülen proje devam etmekte olup, 2004 yılında su tutmaya başlayan göletimiz tamamlandığında binlerce dekar arazimiz suyla buluşacak ve hayallerimiz gerçeğe dönüşecek. Ardından hayvancılıkla ilgili projelerimizi devreye sokacağız. Kasabamızın yanında 50 parsel ayırdık bu iş için.Hayvancılığa yatırım yapacak girişimcilerimize her türlü desteği vererek işlerini kolaylaştıracağız. Tarımsal Kalkınma Kooperatifimiz’le Devletimiz’in desteklerinden ve projelerinden faydalanacağız.” diyerek sözünü bağladı. Projeleriyle yatıp kalkan, Ülkesi ve Beldesine sevdalı olduğu anlaşılan Mehmet Sağ Başkan’ın anlattıklarından etkilendim ve çok sevindim. Çalışan ve üretenler başımızın tacıdır, onlara minnettarız herzaman.Kasabanın ağaçlandırma alanlarına binlerce orman fidanı dikilmiş. Kuzey kesimi de tamamen ağaçlandırıldığında geleceğin Yenidoğan’ı Cennet gibi olacak sanıyorum.Doğa sevgisiyle farkını ortaya koyarak bu kutsal hizmete imza atanları, emeği geçenleri kutluyoruz. Allah’ın yardımı hep yanınızda olsun…
Yenidoğan’ın örnek üreticisi, vişne tarımının önderlerinden İsmail Evmez’in bahçesine uğradık. 400 yetişmiş vişne ağacı tam çiçeğe durmuş, bereketli ürünleri müjdeliyor gibiydi. Demlenen çayın molasında İsmail abimizi dinliyoruz. “ İlk ürün aldığım sene, tamamını konu-komşuya, gelip geçene dağıttım.Geçen yıl bu bahçeden yaklaşık 10 milyar lira kazandım. Masrafı oldukça az ve mükemmel bir gelir kapısı açıldı kasabamıza. Ağustos ayında, kasabamızda düzenlenecek ilk festivale hepinizi şimdiden davet ediyoruz, İnşaallah sevincimize ortak olursunuz ve vişnelerimiz nasib olsun sizlere de” diyerek gönül zenginliğini ortaya koyuyordu. Bahçeden ayrılıyoruz, İli Koru’dan bahsetmeden bu yazıyı bitirmek haksızlık olur sanırım. Asırlık çamlar arasında dolaşıyoruz. Yenidoğan’ın ünlü mesire yeri.Halkının taşına-toprağına ve ağacından bir kuru dalına kadar herşeyini kutsal bilip hürmet gösterdiği bir mekân. Olağanüstü uzun mezarlar var burada ve bu tepede yatan merhumların Horasan Erenleri’nden olduğu inancı çok güçlü. Haftasonları huzurlu ve sakin piknik yerleri arayanlara tavsiye edilecek bir mekân İli Koru.Çeşmesi,çevre düzenlemesi ve çocukların güvenli bir ortamda oyun oynayabileceği nefis bir yer. Konya’dan bilenlerin akın ettiği bir yer olduğunu öğrendik…
Eski adı ‘Yeğran’ olan Yenidoğan’ın tarihiyle ilgili yaptığımız araştırmalar sonucunda, birçok belde de olduğu gibi net bilgilere ulaşamadık. Selçuklu, Eşrefoğlu ve Beyşehir ile ilgili tarihi kayıtlarda, İnternet ortamında karıştırdığım kaynaklarda Yenidoğan’ın yani Yeğran’ın tarihçesi tam bilinemiyor.Beldede bir dönem görev yapan Okay Sütçüoğlu’nun yazdığı ‘Tarihte ve Günümüzde Yenidoğan(Yeğran)’ kitabını da okudum. Bugünkü Yenidoğan’ın 300 yıl önce ilk yerleşimini Süllüoğlu ve ailesiyle başlatarak ardından Cicilu Köyü’nden gelenlerin kurduğuna inanılmaktadır. Gerçekten Tarih yapan fakat yaptıklarını yazmayan bir Millet olduğumuz! doğrumu acaba? Ben detayları zorlamadan konuyla ilgili yorumumu şöyle sunmak istiyorum: Anadolu’da bin yıldır varız, bundan sonra da var olacağız.Bu topraklarda; Anadolu Selçukluları’nı,Eşrefoğlu Beyliği’ni, Osmanlı’yı ve Cumhuriyetimiz’i kuranlar bizim atalarımızdır. Sayısız Medeniyetlere beşiklik etmiş bu kutsal topraklarda Atalarımız saltanat sürmüş, acılar ve ızdıraplar da çekmiş, yeri ve zamanı geldiğinde de gözünü kırpmadan istiklâli için canını vererek bu toprakları Şehit Kanı ile sulamıştır. Dün Yeğran, bugün Yenidoğan, daha öncede Cicilu hiç farketmez ve o Atalarımızın evlatları olduğumuz gerçeğini hiç kimse değiştiremez.Yazdıklarımı okuyanlara, özellikle gençlere seslenerek konuyu bağlamak istiyorum. öncelikle okuyun, tarihimizi mutlaka öğrenin. Okuyarak öğrenin yalnız. Dilimiz, Dinimiz ve Kültürümüze dört elle sarılarak gelecek kuşaklara emaneti sağlam teslim etmeliyiz. İlime ve bilime inanın…
Belediye Başkanı Sayın Mehmet Sağ’a, çalışmalarımızda bize yardımcı olan dostlarımıza ve Yenidoğan’ın bütün insanlarına selam ve saygılarımı sunuyorum.
Facebook'ta Yayınla>