Yabancı ot, insanların istemediği yerde yetişen ve zararı yararından fazla olan bitkiler olarak tanımlanırlar. Dünyada yaklaşık 7000 kadar yabancı ot türü bulunmakta ve bunlardan 300 kadarı çok önemli olarak nitelendirilmektedir. Ülkemizde ise yaklaşık olarak 2000 adet yabancı ot bulunmakta ve bunlardan 30 kadarı çok önemli sınıfına girmektedir.
Yabancı otların zararı genel olarak kültür bitkisiyle rekabet etmelerinden kaynaklanır. Yabancı otların zararları şu şekilde sıralanabilir, kültür bitkisinin ışığını engeller, kültür bitkisinin besinine ve suyuna ortak olur, çıkardıkları salgılarla kültür bitkisinin gelişmesini engeller, kültür bitkisinin üniform gelişmesine izin vermez, kültür bitkisinin verim ve kalitesini düşürür, kültür arazisinin değerini düşürür, kültür bitkisinin hastalık ve zaralılarına konukçuluk eder, zehirli etkisi vardır.
Yabancı otların zararları yanında insan ve hayvanlar için yiyecek kaynağı olarak, gen kaynağı olarak, barınak ya da yakacak olarak kullanımı, erozyonu önleme, ilaç yapımında kullanılma gibi de sayısız faydaları vardır.
Dünyada buğday, mısır, çeltik, pamuk, soya gibi bazı önemli kültür bitkilerinde hastalık, zararlı ve yabancı otlardan dolayı ürün kaybı yaklaşık % 67.15 olup, bunun %13.78’i hastalıklardan %21.75’i zararlılardan ve % 31.62’si ise yabancı otlardan kaynaklanmaktadır.
Bitkisel üretim yapılan alanda yabacı ot tohumları sürekli olarak varlıklarını sürdürürler bu nedenle başarılı bir üretim yapmak için tarım yapılan alanda yabancı otların kontrol altında tutulması şarttır. Birçok hastalık ya da böceği tarım yapılan alanda her yıl görmek mümkün değildir, görülseler bile her dönem aynı şiddette zarar vermezler ancak tarım yapılan alanda her yıl yabancı otları görmek mümkündür. Bu nedenle de tarım yapılacak alanda tarıma başlamadan önce yabancı ot kontrol stratejilerinin belirlenmesi gerekir. Bu strateji uygulanabilir yabancı ot kontrol sistemlerinin entegrasyonunu içermelidir. Entegre yabancı ot yönetimi (Integrated Weed Management=IWM) IPM içerisinde yer alır. IWM, ekonomik, ekolojik ve sosyolojik kavramları da içine alarak, belli bir bilgi birikimiyle değişik teknolojilerin uygulandığı yabancı ot kontrol yöntemlerinin entegre edilmesidir. IWM planlanırken;
göz önünde bulundurulmalıdır. Sonuçta IWM etkili, ekonomik ve ekolojik olmalıdır.
Kültür bitkisi tohumlarının çimlenmesi için çevresel koşullar uygun ise, aynı ortamdaki yabancı ot tohumları da çimlenecektir. Çimlenen fidecikler aynı alanda büyümeye başlayacaklardır ve eğer bir müdahale yapılmaz ise pek çok yabancı ot kültür bitkisinden çok daha fazla rekabet yeteneğine sahip olduğundan dolayı, kültür bitkisi iyi gelişemeyecek sonuçta verim ve kalitede azalmalar meydana gelecektir. IWM’de kontrol yöntemleri 6 ana başlık altında sıralanabilir. Bunlar:
Yukarıda da görüldüğü gibi yabancı otların verebileceği zararı istenilen seviyeye düşürebilmek için çeşitli yabancı ot mücadele yöntemleri bulunmaktadır. Ancak bir yabancı otla mücadeleye başlayabilmek için o yabancı otun Ekonomik Zarar Eşiği’nin (EZE) bilinmesi yabancı otlarla mücadelede ana prensiplerden biridir. EZE, Herhangi bir yabancı ot türüne karşı yapılan mücadele masraflarının, yapılan mücadele sonucu elde edilen kara eşit olduğu noktadır. Bu konuda Çukurova Bölgesi için yabani yulafın zarar eşiği 5 adet/m2, yabani hardalın 0.1 m2 ve yabani fiğ için de 1.8-2.2 m2 olarak bazı çalışmalarda tespit edilmiştir.
1. Tarım yapılacak alanda yabancı ot zararının önceden tahmin edilmesi
Bu yöntemde yabancı ot zararı önceden tahmin edilebileceği gibi tarlada daha önce ekilen kültür bitkisindeki ana yabancı otlar, bunların yoğunlukları ve tarlanın hangi bölgelerinde yoğunlaştıkları belirlenebilir. Belirlenen bu yabancı ot türleri ve yoğunluklarına göre de mücadele programı yapılabilir. Yabancı otların zararları kısa (Bir yıllık) , orta (İki-on yıllık) ve uzun vadede (On yıldan uzun) tahmin edilebilir. Kısa vadeli tahmin bir yıllık olup, yabancı ot mücadelesi yapılacak tarladan toprak örnekleri alınıp, içerisindeki yabancı ot tohumları yıkanarak ayıklanır ve tohumdan yabancı ot türlerinin teşhisleri yapılır. Teşhisi yapılamayan türlerin ise çimlendirilerek teşhisleri yapılır ve sonuçta topraktaki tohumların hangi yabancı ota ait oldukları ve yoğunlukları belirlendiğinde, o yıl kültür bitkisi ekildiğinde çıkış yapabilecek yabancı ot türleri ve yoğunlukları önceden tespit edilmiş olunur ve buna göre de mücadele şekli seçilir.
1. Kültürel uygulamalar ve bulaşmayı önleme
Mücadelesi yapılacak yabancı otun yayılma yollarının iyi saptanması ve bu yolların ortadan kaldırılması, mücadelede atılacak ilk ve en önemli adımı oluşturmaktadır. Diğer mücadele yöntemlerine nazaran kolay ve etkili olması nedeniyle öncelikle bulaşmayı önleyici tedbirlerin alınması gerekmektedir.
a. Temiz tohum kullanmak; Özellikle sadece tohumlarıyla çoğalan ve tohumları kültür bitkisi tohumuna karışarak yayılan yabancı otlarda, tohum temizliğine özen gösterilmelidir. Kültür bitkisi tohumları içerisine daha çok yaşam şekilleri birbirine benzer, tohum hacmi ve ağırlığı kültür bitkisine yakın yabancı ot tohumları karışmaktadır. Örneğin ülkemizin doğusunda hububat tohumları içerisine pelemir, delice, yapışkan ot, yabani hardal ve sarmaşık çoban değneği tohumları karışmaktadır. Bu bölgede bulaşık hububat tohumlarının temizlenmemesi halinde ürünün % 3’ünü, ağırlık olarak ise % 1’ini yabancı ot tohumlarının oluşturduğu tespit edilmiştir. Ülkemizde 204 bin yabancı ot tohumu 17 milyon ton hububatla hasat edildiği bilinmektedir. Hasat edilen bu buğdayın tekrar tohumluk olarak kullanılmasıyla tarlalara buğdayla beraber yabancı otlarında ekildiği anlamına gelmektedir. Tokat da yapılan bir çalışmada selektörden geçirilen 500 gram buğday da ortalama olarak 48.89 adet yabancı ot tohumu olduğu saptanmıştır.
b. Tarımsal aletlerinin temizliği; Yabancı ot tohumları yada vejetatif üreme organları, tarlalarda kullanılan pek çok tarımsal aletle başka tarlalara kolayca taşınabilmektedir. Bu nedenle tarımsal aletler bir başka alana taşınmadan önce temizlenmelidir. Örneğin canavar otu ile bulaşık bir alanda kullanılmış olan tarımsal bir alete sadece 1 g tohumun yapışması ve bu aletin temiz tarlada kullanılmasıyla o tarlaya 250 000 adet canavar otu tohumu götürülmesi anlamına gelmektedir. Bu ise dekarlarca alnın bulaşması için yetecek bir rakamdır.
c. Yanmış çiftlik gübresi kullanımı; Bazı yabancı ot tohumları çiftlik gübrelerine ya hayvanın sindirim sisteminden canlılığını yitirmeden geçmesiyle ya da yem artıklarıyla geçmektedir. Yabancı ot tohumlarının hayvanın sindirim sisteminde canlılığını kaybetme oranı hayvanın cinsine ve yabancı ot türüne bağlı olarak değişir. Bazı yabancı ot tohumlarının koyunun sindirim sisteminden geçtikten sonra bile % 50’nin üzerinde canlılığını ve çimlenme kabiliyetini koruduğu belirlenmiştir. Bu nedenle yabancı ot tohumlarının ölmesi için çiftlik gübrelerinin en az 6 ay, kompostların ise 2 yıl bekletilmesi gerekmektedir.
d. Uygun sulama yönteminin seçimi; özellikle bahçe tarımında damla sulamanın kullanımı yabancı ot çıkışını büyük oranda azaltmaktadır.
e. Yabancı otlarla rekabet gücü yüksek kültür bitkilerinin seçilmesi; Ülkemizde yapılan bir çalışmada denenen altı farklı buğday çeşitleri arasından Haymana 79 ve Kunduru 79’un kokarotu (Bifora radians Bieb.) diğer çeşitlere göre daha fazla baskı altında tuttuğu saptanmıştır.
f. Ekim nöbeti; Bazı kültür bitkisi içindeki bazı yabancı otlar o kültür bitkisinin gelişme ritmine ayak uydurarak onlarla birlikte yaşamayı başarır ve o kültür bitkisinin ana yabancı otu haline gelebilirler bu nedenle uygulanan zengin ekim nöbeti sistemi ile yabancı ot florasındaki tür sayısı, yabancı otların ekimi yapılan kültürlere uyum gösteremediği için azalır; örneğin tahılların ekim nöbetinde fazla kullanıldığı sistemlerde genellikle dar yapraklı yabancı otlarda artış, çok yıllık yem bitkilerinin kullanıldığı sistemlerde tek ve çok yıllık yabancı ot türlerinde yetersiz ışık ve yer nedeniyle azalış kaydedilir. Ekim nöbetinde;
• Tek yıllık kültür bitkisinin çok yıllıkla yer değiştirilmesi,
• Bitkilerin sık ekildiği ve gölgelemenin yoğun olduğu kültür bitkisiyle seyrek ekilen kültür bitkisinin rotasyonu,
• Yazlık ve kışlık ekilen kültür bitkilerinin rotasyonu, yer aldığında kültür bitkisi içinde dominant hale geçen yabancı otlar kontrol edilmiş olacaktır.
g. Karışık ekim; Pırasa ve kerevizin karışık ekiminde (bir sıra pırasa/ bir sıra kereviz), bunların tek ekimlerine oranla yabancı otların toprak yüzeyinde kaplama alanlarının %41 oranında azaldığı saptanmıştır. Bu çalışmada kültür bitkilerinin sadece gölgeleme etkisinden dolayı Senecio vulgaris L. ‘in yoğunluğunda %58, yeşil aksamında ise %98 oranında azalma ve sonuçta da toplam verimde %10’luk bir artma olduğu da saptanmıştır.
h. Ekim zamanı ve sürüm; Kültür bitkisinin ekim zamanını değiştirerek yabancı otun rekabet gücünü veya zarar miktarını azaltmak yabancı otları kontrol etme yöntemlerinden biridir. Örneğin Adana’da yürütülen bir çalışmada buğday sırasıyla 7 Ekim, 25 Ekim ve 15 Kasım tarihlerinde ekildiğinde tilki kuyruğunun (Alopecurus myosuroides) m2’deki sayıları sırasıyla yaklaşık olarak 37, 20 ve 12 olmuştur.
Ülkemizde yapılan bir başka çalışmada ise yağışlardan önce, yağışlar başladığında ve yağışlardan sonra tarla tava geldiğinde buğday ekimi yapılmış ve 1985 yılının ilk baharında ekim zamanına göre sırasıyla m2’de 112, 45 ve 12.5 adet, 1986 yılında ise 147.5, 66.7 ve 17.5 adet kokarot yoğunluğu belirlenmiştir. Çalışmada her iki yılın sonuçlarına bakıldığında yağışlardan önce ve yağışlar esnasında ekim yapılan buğdaydaki kokarot yoğunluğuna oranla, yağışlardan sonra ekim yapılan buğdaydaki kokarot yoğunluğu çok büyük miktarda düşmüştür (Taştan 1988).
Canavar otlarından dolayı kültür bitkilerinde verim kaybı bulaşmanın şiddeti ve zamanına bağlı olmak üzere % 100’lere kadar ulaşmaktadır. Canavar otlarının mücadelesinde de ekim zamanı oldukça önemlidir. Geç ekimle canavar otu sürgün sayısı % 90’lara varan oranda azalmaktadır ancak geç ekime uygun kültür bitkisi seçilmediği takdirde verimde de büyük oranda azalmalar meydana gelecektir bu sebeple geç ekim yapılacaksa erken olgunlaşan çeşitler kullanılmalıdır.
2. Mekanik mücadele
a. Çapalama, tırmıklama ve fırçalama; çapalama bazı kültür bitkilerinin arasında bulunan yabancı otlara karşı uygulanan ekonomik ve etkili mücadele yöntemdir. Bu işlem sadece yabancı ot mücadelesi için değil, toprağın üst tabakasının gevşetilmesi için de kullanılır. Tırmıklama, toprak tipine ve kültür bitkisinin çeşidine bağlı olarak çeşitli tipte tırmıklar kullanılmaktadır. Tırmık işlemi daha çok sıraya ekilen kültür bitkilerinde kullanılır ve tırmıklama mutlaka yabancı otların gelişmesinin başlangıç döneminde uygulanmalıdır. Yurtdışında kullanılan ve ülkemizde de deneme aşamasında olan değişik fırçalama aletleri tek yıllık yabancı otların erken dönemlerinde başarılı bir şekilde kullanılmaktadır.
b. Yabancı otların elle çekilmesi; elle çekme en eski mücadele yöntemi olup bu gün hala bazı alanlarda geçerliliğini korumaktadır. Elle çekme; küçük tarım alanlarında, tarımsal aletlerin ulaşamadığı alanlarda yeni bulaşmanın olduğu alanlarda ve tarım yapan ailede atıl bulunan iş gücünü değerlendirmede kullanılır. Elle çekme yabancı otlar tohum bağlamadan yapılmalıdır.
c. Sürme; toprağın sürülmesi her grup yabancı otlarla mücadelede pratik ve ekonomik bir yöntemdir. Özellikle tek yıllık yabancı otlar bu yöntemle kolayca ortadan kaldırılabilir. Toprağın yüzlek sürülmesi ile toprakta depo edilmiş yabancı ot tohumları çimlenmeye teşvik edilmekte ve sonuçta toprakta depo edilmiş canlı yabancı ot tohumu azalmaktadır. Yüzlek toprak işleme genellikle hasadı takiben yapılmakta, o yıl veya daha önce toprağa dökülen tohumlar çimlenmeye zorlanmaktadır. Toprağa dökülmüş tohumlar yüzeye yakın olduğundan toprak derin sürülmemelidir. Derin sürüm halinde yüzeydeki tohumlar toprak derinliliğine iner ve yıllarca toprağın bulaşık kalmasına neden olur. Çok yıllık yabancı otların mücadelesinde ise ilk sürüm derin, bunu takiben sürümler yüzlek yapılmalıdır.
d. Biçme; biçme işlemi genellikle, yabancı otların tohum vermelerini önlemek, kültür bitkisiyle rekabetini azaltmak ve çok yıllık yabancı otların toprak altı organları depo maddelerini boşaltmak amacıyla, daha çok fidanlıklarda, meyve bahçelerinde, boş arazilerde ve sıraya ekim yapılan kültür bitkilerinde tercih edilir.
3. Fiziksel mücadele
Fiziksel mücadele ışın ve ses dalgaları kullanımı gibi pratiğe tam olarak aktarılamamış yöntemlerin yanısıra, solarizasyon, malçlama, sıcaklık uygulamaları gibi yöntemleri içine almaktadır.
a. Solarizasyon; bu yöntemle toprak sıcaklığı güneş enerjisiyle artırılmakta ve topraktaki pek çok yabancı ot tohumları bu yolla canlılığının yitirmesi sağlanabilmektedir. Özellikle dar alanlar ve seralarda bu yöntemle başarılı bir şekilde yabancı otlar kontrol altına alınabilmektedir. Solarizasyon ile çoban çantası (Capsella bursa-pastoris (L.) Medik), canavar otu (Orobanche spp.), Zühre tarağı (Scandix pecten-veneris L.), serçe dili (Stellaria media (L.) Vill., küçük ısırgan (Urtica urens L.) gibi tohumla çoğalan tek yıllık yabancı otlar başarılı bir şekilde kontrol edilirken rizomla çoğalan topalak (Cyperus rotundus L.) etkin bir şekilde kontrol edilememektedir. Solarizasyondan sonra asla derin toprak işlemesi yapılmamalıdır aksi taktirde solarizasyon ile toprağın üst kısımlarında bulunan canlılığını yitirmiş yabancı ot tohumları derinlere, derinlerdeki canlı tohumlar ise yüzeye çıkarılacaktır.
b. Malçlama; bu yöntemle toprak yüzeyi canlı ya da cansız materyallerle kapatılmakta ve toprağın nem kaybı önlendiği gibi özellikle toprağa ışık geçmesi önlendiğinden bir çok yabancı ot türünü tohumlarının da çimlenmesi engellenmektedir. Bu amaçla siyah naylon, saman gibi örtü materyalleri kullanılabilmektedir.
c. Isı uygulamaları; pratikte kullanılma şansı düşük olan sıcak su uygulamaları gibi uygulamaların yanısıra, son yıllarda yabancı otlar için özel olarak geliştirilmiş alevleme makinaları maliyetinin yüksek olması nedeniyle özellikle dar alanlarda kullanılmakta ve organik tarımda tercih edilmektedir.
d. Örtücü bitki kullanımı; örtücü bitki genellikle çok yıllık kültür bitkilerinde kullanılan bir yöntemdir. Sıra aralarına ekilen örtücü bitki yayılarak ortamda yabancı ot çıkışına engel olur. Ayrıca bu bitkiler tohum bağlamadan önce biçilerek de hayvan yemi olarak değerlendirilebilir. Örtücü bitki olarak kullanılan bazı baklagillerin de toprağa azot bağlayarak faydalı olduğu da bilinmektedir. Örtücü bitki olarak kullanılan çavdar (Secale cereale L.) bazı geniş ve dar yapraklı yabancı ot türlerini baskı altında tutmakta, yine aynı amaçla kullanılan tüylü fiğin (Vicia villosa L.) topraktaki kalıntıları da bazı yabancı ot türlerini başarılı bir şekilde baskılamaktadır.
4. Biyolojik mücadele
Yabancı otların popülasyonunu negatif etkileyen tüm hastalık ve zararlı gibi canlı etmenler yardımı ile bu yabancı otların zararını zarar eşiği altına düşürmek için alınan önlemlerin tümüne Biyolojik Yabancı Ot Savaşı denilmektedir. Bu yöntem çok yaygın olarak kullanılmamakla beraber şimdiye kadar başarılı bir şekilde uygulanmış örnekler bulunmaktadır. Avustralya’da 20 milyon ha alanı saran frenk inciri (Opuntia sp) ile mücadelede, bir Lepidoptera olan Cactoblastis cactorum uygulaması ile başarı elde edilmiş olup bu çalışma yabancı otlarla biyolojik mücadeleye verilebilecek en eski örneklerden biridir.
Canavar otlarının biyolojik mücadelesinde de birçok alanda Phtomyza orobanchia Kalt kullanılmaktadır.
5. Kimyasal mücadele
Yabancı otlarla mücadelede tüm uygun yöntemlerin kullanılması ve beklenen sonuca ulaşılmaması durumunda kimyasal mücadele yapılır.
Facebook'ta Yayınla>