ÇAĞIN BESİNİ YUMURTANIN BESLENMEMİZDEKİ YERİ VE ÖNEMİ

Beslenme, canlıların en temel gereksinimidir ve yaşamın her döneminde önem taşır. Bebeklik ve okul öncesi dönemdeki kötü beslenme, çocuğun bedensel ve zeka gelişimini geriletir. Bu gerilik etkisini ileri yaşlarda da gösterir. Okul çağı çocuklarının kötü beslenmesi, çocuğun, derslere dikkatinin azalmasına ve büyük olasılıkla sık yakalanacağı hastalıklar nedeniyle, okula devamsızlığına neden olmasına yol açar. Yetişkinlikte kötü beslenme, öğrenme ve çalışma kapasitesini azaltır. Bu durum da daha az ürün üretmesine ve daha az para kazanmasına neden olur. Az gelir, genellikle kötü ev ve çevre hijyeni beraberinde, hastalık riskini artırır ve kötü beslenmenin yarattığı problemleri daha ağırlaştırır.

Görülüyor ki, bebeklikten hatta anne karnında başlayarak tüm yaşam boyunca çeşit ve miktar yönünden doğru besin seçimi, beden ve zihin gücünün en iyi şekilde gelişmesini sağlar. Hastalıklara karşı direnci artırır. Hatta, daha uzun süre genç kalmaya, yaşlılığı geciktirmeye yardım eder. Yaşam süresini yani ömrü uzatır.

İyi beslenmenin kişisel görünüşteki sonuçları da çok geniştir. İyi beslenme; kişinin kendi sağlığına güven duymasını, başarısını, mutluluğunu destekler, artırır. İyi beslenme olmaksızın iyi sağlık olanaksızdır. Ülkemizde yapılan çeşitli araştırmalar, toplumumuzda yetersiz ve dengesiz beslenmeye bağlı sağlık sorunları olduğunu ortaya koymuştur. Beslenme yetersizliğine bağlı sorunlar arasında, yeterli miktarda hayvansal protein tüketilmemesi en önemli problemi oluşturmaktadır.

Konumuz çeşitli besin maddelerince özellikle proteince çok zengin olan yumurtanın yeterli, dengeli beslenmede ve insan sağlığı açısından yeri ve önemi...

PROTEİNLERİN VÜCUTTAKİ FONKSİYONLARI NELERDİR ?

Proteinlerin vücuttaki başlıca fonksiyonları; hücre ve dokuların yapımı ve korunmasını sağlamaktadır. Protein, yetersiz tüketildiğinde vücut kendi dokularını kullanarak yaşamı sürdürür. Bunun sonucu olarak önce büyüme durur. Vücut ağırlığı azalmaya başlar, vücudun direnci azalır, hastalıklara yakalanma olasılığı artar hastalıklar uzun sürer.

Doğru besin seçimi her yaşta insanın; beden ve zihin gücünü geliştirir, hastalıklara karşı direncini artırır, ömrünü uzatır. Bu doğru besinlerin başında da yumurta gelir.

Büyümenin hızlı olduğu yaşlarda hücre ve dokuların yapımı hızlı olduğu için günlük protein ihtiyacı da fazladır (0-3) ayda 2.4 g/kg, 9-12 ayda 1.4 g/kg). Organizma, büyüme halinde olmasa bile, dokularda devamlı olarak bazı protein moleküllerinin tamamen ya da kısmen parçalanıp yerine yenisinin geçmemesi nedeniyle gerekli olan proteinleri, yiyeceklerle devamlı olarak, yeteri kadar ve depo edilmemeleri nedeniyle günlük öğünlerde muntazam şekilde almak zorundadır.

İNSANLAR İÇİN GEREKLİ PROTEİNLER HANGİ BESİN MADDELERİNDE BULUNUR?

Genelde her besinde yani ekmek ve diğer tahıllarda, sebzelerde, meyvelerde, süt ve etlerde protein vardır. ancak her besinde protein miktarı ve her proteindeki proteinin yapı taşı dediğimiz amino asit miktarı farklıdır. Bazı protein yapı taşlarını, vücut, aldıkları besinlerden kendisi yapamaz. Bunlar mutlaka dışardan besinlerle hazır alınmalıdır. Vücudun yapamadığı, elzem amino asitler dediğimiz bu yapı taşları hayvansal kaynaklı besinlerde bulunur. Elzem amino asitlerini uygun oranda ve miktarda içeren hayvansal kaynaklı proteinlerin vücut proteini haline gelmeleri daha kolay ve hızlı olur. Bunlar iyi kalite proteinlerdir.

Vücutta en iyi şekilde kullanılan protein YUMURTA PROTEİNİ'dir. Yumurta proteini, örnek proteindir. Anne sütü ile alınan proteini bebek tam olarak kendi dokularına çevirtebilmektedir. Yiyeceklerde bulunan proteinlerin kaliteleri yumurta proteini ile kıyaslanarak belirtilir.

Yumurta 100

Soya 74

Süt 95

Pirinç 67

Sığır eti 93

Buğday 53

ÜLKEMİZDE YUMURTA TÜKETİMİ NE DURUMDADIR ?

İşte, bir tarafta hayvansal protein yetersizliği çekilirken, diğer tarafta vücut tarafından en iyi şekilde değerlendirilen, örnek protein kaynağı olan YUMURTA, ülkemizde yeterince tüketilmemektedir. Yılda kişi başına sadece 190 adet yumurta tüketmekteyiz. Oysa bu miktar gelişmiş batı ülkelerinde 220-300 adettir. Görülüyor ki Batılı ülkelere kıyasla yumurta tüketimimiz oldukça azdır.

Hem ucuz bir gıda olan hem de besleyici değeri yüksek olan yumurta ülkemizde yeterince tüketilmemektedir. Yumurtayı halkımıza tanıtarak beslenmemizde daha fazla yer alması sağlanmalıdır.

YUMURTANIN İNSAN SAĞLIĞINA NE GİBİ ETKİLERİ VARDIR ?

YUMURTA ÇEŞİTLİ YAŞ VE DURUMDAKİ İNSANLARIN BESLENMESİNİ NASIL ETKİLER ?

Yumurta, yalnızca protein bakımından değil, demir, kalsiyum, bakır, çinko gibi mineral maddelerle A vitamini, D vitamini, B2 vitamini, B vitamini bakımından da iyi kaynaktır.

Besleyici değeri yüksek, ucuz bir besin olan yumurtadan mahrum kalmamalı, beslenme alışkanlıklarımızı yumurta tüketimimizi artıracak şekilde değiştirmeliyiz.

Komple bir besin maddesi olarak yumurta, zayıf ve şişman bireyler, nekahet dönemindeki hastalar için hazırlanan diyetlerde, önemli bir yer tutar. Yiyeceklerin besin değerini yükseltmek amacıyla da kullanılır. Bundan başka gastrit, ülser gibi mide hastalıklarında, diyabet, gut, anemi gibi hastalıklarda hazırlanan diyetlerde rahatlıkla kullanılır. Ülkemizde, demir kansızlığı anemisinin en yüksek oranlarda görüldüğü gruplardan birisi, gebe ve emzikli kadınlardır. Bu gibi fizyolojik durumlardaki kadınların diyetlerinde yumurta bulunması, bireyin yeterli ve dengeli beslenmesine önemli derecede hizmet eder. Diyeti tahıl ve kuru baklagil ağırlıklı olan bireylerin de, haftada hiç olmazsa 4-5 yumurta yemeleri, yeterli ve dengeli beslenmelerine katkı sağlayacaktır. Anne sütü alamayan ya da yapay beslenen çocuklara 3. aydan itibaren katı pişmiş olarak yumurta sarısı verilmeye başlanır. Anne sütü alan çocukların da 4-6 aydan sonra en önemli ek besini yumurtadır.

Sabah kahvaltısında özellikle çocukların diyetinde yumurta ihmal edilmemelidir. Yumurta çocukların fiziksel ve zihinsel fonksiyonlarının en iyi şekilde yerine getirilmesinde etkili olur.

Yüksek bir sindirim oranına sahip olan yumurta, doyurma gücü de yüksek olan bir yiyecektir.

Yumurta, kalp hastalığında risk faktörü olan kolesterol miktarını yükselttiği gerekçesi ile bazı bireylerce tüketilmek istenmez.

Çocukların ve gençlerin, zihinsel ve fiziksel fonksiyonlarını en iyi biçimde kullanabilmeleri için; özellikle kahvaltılarında yumurtaya mutlaka yer verilmelidir.

Oysa, sağlıklı insanlarda dışarıdan besinlerle alınan kolesterolün kompanse edildiği bilinmektedir. Besinlerle alınmasa bile, vücut gerekli kolesterolü bünyesinde, kendisi sentezlemektedir.

Yenilen her yumurta, çoğu sağlıklı kişide kan kolesterol düzeyini yalnızca 3-4 mg artırmaktadır. Kolesterole hassas kişilerde bile bu artış fazla değildir ve tek başına kronik kalp hastalığına neden olacak boyutta olmamaktadır. Son zamanlarda yapılan bazı araştırmalarda yumurtanın kanda HDL kolesterolü yani damarlar tarafından tutulmayan, karaciğere götürülerek parçalanarak kolesterolü yükselttiği şeklinde bulgular da vardır. Herhangi bir özel problemi olmayan ve özel korunma önlemleri uygulamayan kişilerde, kronik kalp hastalıklarına neden olan aşırı beslenme, yiyeceklerle çok fazla enerji tüketilmesi, yeterince hareket edilmemesi, çok fazla yağ tüketilmesi ve yağlarda doymuş yağların (katı yağların) ağırlıkta olması, sigara içmek, yüksek kan basıncı gibi faktörler bu kişileri riske sokabilir. Bu risk faktörleri söz konusu olduğunda bile, haftada 4 veya 5 yumurta tüketilmesi kronik kalp hastalığı riskini artıran bir etki yapmamaktadır. Diyet, yağ ve doymuş yağ bakımından fakir olduğunda ise, normal seviyelerde yumurta tüketiminin kan kolesterol seviyesine minimum seviyede etkisi olduğu yapılan son araştırmalarla belirlenmiştir.

Bu olguyu "American Egg Bord" tarafından finanse edilen iki yeni araştırmanın sonuçları da desteklemektedir. Bunlardan birincisinde 20.000 denek ile çalışılmış ve kan kolesterol seviyesine diyetin etkisi üzerinde durulmuştur. Bulgulara göre, diyet kolesterolü kan kolesterol seviyesinde, her 100 mg. kolesterol alımında. sadece 2 mg/dIV'den daha az bir değişime neden olmuştur.

Amerikan Kalp Derneği Damar Sertlikleri Dergisinde yayınlanan ikinci çalışmada, 24 sağlıklı gence, günde 0, 1, 2 ve 4 yumurta içeren düşük yağlı diyetler yedirilmiştir, yumurta yemenin, kan kolesterol seviyesi üzerindeki etkisi en düşük seviyede bulunmuş olup, yenilen her yumurta başına 3 mg/dl lık bir artış belirlenmiştir.

Yapılan araştırmalar yumurtanın kalp hastalığı riskini artıracak derecede kan kolesterol seviyesini yükseltmediğini göstermiştir.

Araştırmalarda, yumurta tüketim seviyesinin damar sertliğine neden olabilecek başka değişikliklere neden olup olmadığı da incelenmiş ve böyle bir etki gözlenmemiştir, aynı araştırıcılar sağlıklı genç kadınlarla yapmış oldukları denemelerde de aynı sonuçları elde etmişlerdir.

Birleşmiş Milletler Dünya Sağlık örgütü; "Sağlığı bireyin sadece sakat ve hasta olmaması değil, fiziksel, zihinsel ve sosyal yönden tam iyi olma halidir" diye tanımlar. Sağlıklı olmak için yeterli ve dengeli beslenmeye, yeterli ve dengeli beslenmek içinde yeni bir canlıya hayat verecek kadar biyolojik değeri yüksek besleyicilere sahip, üstelik ucuz bir besin olan yumurtaya öğünlerimizde yer vermeliyiz.

Facebook'ta Yayınla>
Soru / Yorum Eklemek İçin Tıklayınız
..:: Sorular / Yorumlar ::..
Henüz yorum eklenmemiştir. Yorum Eklemek için Tıklayınız.
Ne? nedir? Nasıldır? Nasıl yapılır? Ne zaman yapılır?
Copyright - Tarım Kütüphanesi - 2007