[Creontiades pallidus (Rumb.), Exolygus gemellatus (HS.). E. Pratensis (L.), E. rugulipennis Pop. (Hemiptera:Miridae)]
Tanımı ve Yaşayışı
Erginlerin boyu 4-7 mm’dir. Vucütları genel olarak yeşil ve yeşilin farklı tonlarındadır. Anten uzunluğu zararlının boyu kadardır. Yumurtadan yeni çıkan nimfler genellikle açık yeşil renklidir. Bu dönemde nimflerin bacak ve antenleri vücuda oranla daha uzundur.
Kışı genellikle ergin olarak geçirirler. Pamuğun çıkışından itibaren görülmekle birlikte koza oluşturma döneminde artış gösterebilirler. Türlere göre değişmekle birlikte yumurtalar yazın 8-14 günde açılır. Nimf dönemi 15-20 gün sürer. Erginler 5 hafta yaşar ve 70-150 kadar yumurta bırakır. Zararlı yumurtalarını genellikle bitkinin sürgün uçlarına ve yaprak saplarına tek tek veya guruplar halinde doku içerisine bırakır. Nimf ve erginleri çok hareketlidir. Bitkinin generatif organlarında daha çok bulunurlar. Dokunulduğunda kendilerini yere atar veya uçarlar. Yılda 3-4 döl verebilirler. Hem nimfleri hem de erginleri zararlıdır.
Creontiades pallidus ergini ve Exolygus spp. ergini
Zararlı Olduğu Bitkiler ve Zarar Şekli
Zararlının konukçuları olarak, pamuk, yonca, fasulye, patates, ayçiçeği, yerfıstığı, mısır, darı, havuç, pancar ve diğer sebzeler gibi kültür bitkileri ile ak kazayağı, köpek üzümü, horozibiği, semizotu ve diğer bazı yabancı ot ve ağaççıklar olduğu belirlenmiştir.
Zarar şekilleri birbirine benzer. Pamuk bitkisinin tüm organlarını sokup emerek beslenir ve özellikle generatif organları tercih ederler. Emilen yer, salgılanan toksik madde nedeniyle tahrip olarak ölür ve daha sonra siyahlaşır. Zarar yapraklarda olursa, emilen yerde zamanla yaprak dokusu ölerek dökülür. Emgi zararına uğrayan tarak, çiçek ve küçük kozaların çoğu dökülür. Emgi zararı sonucunda çiğit ağırlığı düşer. Bu ise kütlü verimini düşürür. Generatif organ dökümü yanında bitki de anormal tarak oluşumu, bitki boyunun uzaması ve dallarda boğum sayısının artması gibi şekil bozukluklarına da neden olurlar.
Bitki tahtakurusunun kozadaki zararı
Kültürel Mücadele
Pamuğu hasat ettikten sonra geriye kalan bütün artıklar tarladan uzaklaştırılmalı veya imha edilmelidir. Özellikle zararlıya ara konukçuluk yapan bitkilerin yok edilmesi gerekmektedir. Çünkü emici böceklerin konukçu spektrumu geniş olmasına rağmen yaşamlarını sürdürmeleri sadece birkaç ara konukçu bitkiye bağlıdır (Anonim, 2005). Aşırı azotlu gübreleme ve aşırı sulama gibi bitki vejetatif aksamının gelişmesini teşvik eden uygulamalar bitki dokusunu özellikle sokucu-emici ağız yapısına sahip zararlılar için daha uygun hale getirmektedir. Bu nedenle bu uygulamalardan kaçınılmalıdır (Stam 1987; Efil ve Bayram 2009). Erken ekim yapılmalıdır. Sık ekimden kaçınmak gerekir. Sık ekim, hem bitkinin vejetatif gelişimini teşvik eder hem de kendi içinde zararlıların istediği çevre koşullarını sağlayan bir mikro-klima alanı oluşmasını sağlar (Anonim, 2005; Anonim 2011h). Nektarsız, tüysüz ve gossypol oranı yüksek çeşitler zararlı tarafından tercih edilmemektedir. Bitki Tahtakurularının yer aldığı Miridae familyasındaki zararlıların, nektarsız pamuk çeşitlerinde, nektarlılara göre % 60 oranında daha az popülâsyon oluşturduğu saptanmıştır (Schuster, 1979). Bu nedenle çeşit seçimi yapılırken özellikle zararlının yoğun olduğu bölgelerde bu durum göz önünde bulundurulmalıdır. Ayrıca bitki tahtakurularında yonca bitkisinin şeritler halinde pamuk arasına tuzak bitki olarak ekilmesi mücadelede başarıyı arttırmaktadır.
("TEORİDEN PRATİĞE KÜLTÜREL MÜCADELE" kitabından)
(ISBN: 978-605-9175-21-0)
Facebook'ta Yayınla>