Hormonlar; bitkilerdeki büyüme ve gelişme olaylarını yönlendiren, çok düşük yoğunluklarda dahi etkili olabilen ve bitkilerde sentezlenerek taşınabilen organik maddelerdir. Hormonların bitkilerdeki etkileri ve ekonomik sonuçları benzer etkilerde sentetik olanların ortaya çıkmasına yol açmıştır. Bitkilerde doğal olarak bulunan hormonlara ve sentetik benzerlerine Bitki Gelişim Düzenleyicileri denilmektedir. Buna karşın, hormon terimi sadece bitkilerde doğal olarak bulunanlar için kullanılmıştır.
1900’lü yılların ilk yarısında bitkiler üzerindeki çalışmalar, bitkilerin davranışlarını ve nedenlerini ortaya koymuştur. Oksinler ve giberellinler’in varlıklarının anlaşılması, zaman içinde analiz tekniklerindeki gelişmeler, bunların bitkilerden çıkarılarak saflaştırılmaları gibi önemli gelişmeler yaşanmıştır. Indol asetik asit ve giberellik asit‘in eldesini takiben, oksin etkinliğindeki fenoksi türevleri elde edilmiş ve yüksek dozlarda herbisit olarak kullanılmaya başlanmıştır. 1950’li yıllardaki bu gelişmelerin ardından gelişen laboratuar teknikleri sonucu sitokininler, absizik asit ve etilen’in varlıkları saptanmıştır.
GA3 uygulamasının mandarin ve klemantin de meyve tutumunu arttırması, çekirdeksiz üzümde meyve iriliğini attırması, CCC ile buğday üretiminde sap kısalması sağlanarak yatmaya dayanıklılığını arttırması, Ethephon‘un kauçuk üretiminde salgı oluşum ve akışını hızlandırması, MH uygulamaları ile soğan ve patateste sürmenin engellenerek depo kayıplarının azalması ve pazara arz süresinin uzatılması, Ethephon ile olgunlaşmanın senkronize edilerek makineli hasadın olanaklı hale gelmesi gibi sonuçlar BGD’lere ilgiyi arttırmıştır. Takip eden yıllarda çok sayıda sentetik preparat elde edilmiş ve tarımda değişik kültür bitkilerinde kullanımları yaygınlaşmıştır. Bu maddeler bitkilerde oluşturdukları etki şekillerine göre beş farklı grupta toplanmaktadır.
1. Oksinler. ( IAA , IBA , NAA, 4-CPA vb. )
2. Giberellinler. (Sayıları bugün 120 yi bulan farklı giberellin bilinmektedir. En yaygın kullanılanı giberellik asit olarak bilinen GA3 tür.)
3. Sitokininler. (Kinetin , Benzyl adenin vb.)
4. Etilen (Etephon)
5. Engelleyiciler;
-Büyümeyi durduranlar. (ABA , MH, vb)
-Büyümeyi geriletenler (CCC, Ancymdol, Daminozide, Paclobutrazol vb)
TÜRKİYE’DEKİ UYGULAMALAR
Türkiye’de 1960‘lı yılların sonları ile 1970’li yılların başlarında kullanılmaya başlanmıştır. Bitki Gelişim Düzenleyicilerden herbisit etkisi ve bitkilerde büyümeyi yönlendirme özelliği nedenleri ile yararlanılmaktadır. 2,4-D’li herbisitleri çekirdeksiz üzüm üretiminde GA3 kullanımı izlemiştir. Aynı dönemlerde örtü altı sebze üretiminde meyve tutum ve verim problemi bulunan domates ve patlıcan için çok düşük dozlarda 2,4-D uygulamalarının çözüm olduğu görülmüştür. Örtü altı tarımındaki hormon ticareti ve kullanımında 1980’li yılların sonlarına dek ciddi bir denetim görülmemektedir. Bilinçsiz ve kontrolsüz kullanım domateslerde kamuoyunun da dikkatini çekecek oranda şekil bozukluklarına yol açmıştır. Böylece BGD gündeme alınarak imalat, satış ve kullanımı ile ilgili kurallar getirilmiştir. Bu dönemde büyüme düzenleyici nitelikteki maddeler, diğer ülkelerdeki gibi, pestisitlerin alt grubu olarak kabul edilmiş, Tarım ve Köyişleri Bakanlığının denetimine verilmiştir.
BGD, 1988 yılından beri Bakanlıkça ruhsatlandırılmaktadır. Tartışmaların yaşandığı yıllarda fenoksi türevlerinden 2,4-D ve benzerleri için ortaya atılan toksik etkileri ile ilgili bilimsel bazı bulgu ve şüpheler üzerine, sera domates ve patlıcan üretiminde 2,4-D uygulaması yasaklanmıştır. Bu dönemde Batı ülkelerinde ”pp.tomato set”, “tomato fix” gibi ticari isimlerle pazarlanan ve 4-klorofenoksi asetikasit aktif maddeli prepatlar kullanılmaya başlanmıştır. Süreç diğer oksin türevleri alternatifleri ile devam etmiştir.
Son yıllarda, konunun kamuoyu gündemine taşınmasında sürükleyici olan domates meyvelerindeki deformasyonlar, yeni domates çeşitlerinin üretime girmesi ile ortadan kalkmıştır. Ancak, örtü altı domates ve patlıcan üretimindeki BGD (hormon) kullanımı devam etmektedir. Bu dönemlerde büyümeyi geriletici etkideki bazı BGD’lerin de ruhsatlandığı, sebze, meyve ve süs bitkisi fide ve fidanlarında kullanılarak büyümenin kontrol edildiği ve bitkilerin istenen boyutlarda tutulduğu görülmektedir. Tütünde koltuk sürgünü gelişiminin kontrolü için de bu maddelerin uygulanmaya başlanmıştır. Bunun yanında kış döneminde yetiştirilen yemeklik kabaklarda meyve tutumunu arttırmak için, bazı oksin preperatları kullanıma girmiştir.
Bugün Türkiye’de, beş farklı etkinlik grubunda yer alan ve 15 değişik aktif madde içeren 103 adet ruhsatlı BGD vardır (Çizelge 1).
Çizelge 1. Türkiye’de Ruhsatlı BGD’ler
Etkinlik Grubu |
Aktif madde sayısı |
Ticari preperat sayısı |
Oksinler |
4 |
31 |
Giberellinler |
1 |
44 |
Giberellin+Sitokinin |
1 |
2 |
Büyüme geriletici |
6 |
20 |
Diğerleri |
3 |
6 |
Toplam |
15 |
103 |
Bu gelişmelerin yaşandığı dönemde, dikkati çeken farklı ve ilginç görüntülerle de karşılaşılmıştır. Bunların başında HORMON teriminin kamuoyunda yarattığı tedirginliğin farklı kesim ve kişilerce, değişik şekillerde kullanımıdır. Kış aylarının ortasında pazarda domateslerin “tarla domatesi“ diyerek satılması veya ekmek fırının camında “hormonsuz ekmek” diye yazının asılması trajikomik örneklerdir. Bunlar, gerçekle ilgisi olmayan değerlendirmelerdir. Bunun yanında pazarda görülen her iri, değişik renk ve şekildeki meyve veya sebzenin hormonlu olarak nitelendirilmesi de yanlış bir yaklaşımdır. Bu örneklerin büyük bir kısmı, Türkiye’de yeni meyve ve sebze çeşitlerinin üretilmeye başlaması sonucu oluşan doğal görüntülerdir. Bunların yanında, bazı meyve veya sebze türlerinde, bazı yıllarda görülen şekil bozukluklarının (kirazlarda görülebilen ikiz meyve gibi), ekolojik koşullardan kaynaklanmasına rağmen, hormonlu olarak tanımlandığı da görülmektedir.
Tarım ürünlerinde görülen alışılmışın dışındaki her şekil, görüntü ve boyut hemen hormonla ilişkilendirilerek kamuoyunda haksız bir tedirginlik yaratılmaktadır. Bu yaklaşımlar hormonların anlam ve öneminin yanlış değerlendirilmesine yol açmaktadır. Konunun kamuoyu gündemine taşındığı günlerde yapılan tartışmalarla ne yazık ki, netleşme değil karmaşa yaratılmaktadır.
HORMON KULLANIMININ DEĞERLENDİRİLMESİ:
Hormon olarak adlandırılan ve kullanılan preperatları kapsayan tanımı ile Bitki Gelişim Düzenleyicileri, pestisit olarak bilinen bitkisel hastalık ve zararlılara karşı kullanılan tarımsal kimyasallar içinde yer alan bir grup maddedir. BGD’lerin, bilimsel literatürde bitkilerde oluşturdukları etkilerin ve kullanım amaçlarının çok farklı olması nedeni ile diğer tarım ilaçlarından ayrı olarak incelenmekle birlikte, kontrol ve ruhsatlandırma işlemleri yanında çevre ve sağlık açısından pestistlerle aynı grupta ele alınmaktadır. Ancak, BGD’lerin oluşturdukları sağlık ve çevresel riskler, kullanım oran ve sıklığı yanında, aktif maddeye bağlıdır.
Bu yönü ile tarımsal ilaçlar ile mukayese edilemeyecek çeşitliliği olan BGD’lerin, insan sağlığı ve çevresel riskleri tarım ilaçlarının çok gerilerindedir. Ancak konunun ülkemizde gündeme getirilmesi, hatalı bir şekilde diğer tarım ilaçlarının önüne geçirilmekte ve daha büyük risk grubu olan tarım ilaçları geri plana atılmaktadır. Kesin olarak bilinmesi gereken, tarım ilaçlarının yanlış kullanımının doğuracağı riskin, BGD’den daha fazla olduğudur.
Diğer bir konu da, BGD’lerin her koşulda ve her üründeki kullanımının insan sağlığına kesin toksik etki yaratacağı şeklindeki hatalı değerlendirmedir. Konu ile ilgili en hassas tartışmalar da bu noktadadır. İnsan sağlığı açısından tarımsal kimyasalların toksit etkisi doğrudan doza bağlıdır. Ancak, insanın temasta olduğu ve bir şekilde aldığı kimyasalların toksik etki oluşturması, vücuda alınan kimyasal miktarı ile ilişkilidir. Bu açıdan kimyasallarla ilgili yapılan sağlık ve çevresel etki değerlendirmelerinde, günlük alınabilir maksimum doz, hiçbir yan etki görülmeyen doz ve izin verilen maksimum kalıntı miktarı gibi ölçüler kullanılmaktadır. Bir kimyasal kesin saptanan toksik etkiye sahip ise, kimyasalları kontrol eden, ruhsatlandıran sistem tarafından hemen kullanımdan kaldırılmaktadır. Bunun geçmişte örnekleri mevcuttur.
Örneğin; Daminozide adlı BGD, 1989 yılında kanserojen etkiye sahip ara madde oluşturduğu gerekçesi ile piyasadan çekilmiştir. O dönemde Türkiye’de de ruhsatlı olan bu preperatın kullanımı hemen iptal edilmiştir. Esas sorun, BGD’lerin, diğer tarımsal kimyasallarda olduğu gibi aşırı ve yoğun kullanım riskinin var olup olmadığıdır. Bu konuda en iyi ölçü bütün dünyada olduğu gibi, bu tip maddelerin kullanıldığı ürünlerdeki kalıntı miktarlarıdır (Çizelge.2 ve 3).
Kalıntı miktarlarının belirlenmesi denetlendiğinde anlam kazanan bir uygulamadır. Bu nedenle kullanılan hormonların gıdalardaki kalıntılarının izlenip izlenmediği sorusu önem taşımaktadır. Bu konuda yetkili ve sorumlu olan Tarım ve Köy İşleri Bakanlığının gıda izleme programları yürüttüğü bilinmektedir. Ancak, sonuçlar kamuoyu ile paylaşılmadığı için, mevcut durumu herkes kendine göre değerlendirmekte ve karmaşaya neden olmaktadır.
Çizelge2.Türkiye’de Ruhsatlı BGD’lerde Kalıtı Limitleri(*)
Aktif Madde Adı |
Ürün Adı |
Belirlenmiş Limit (ppm) |
Ethephon
|
Kiraz |
5.0 |
Elma, Domates |
2.0 |
|
Üzüm , turunçgiller |
1.0 |
|
Biber , patlıcan |
1.0 |
|
Hıyar , soğan |
0.5 |
|
GA3 |
Sert çekirdekli meyveler, |
1.0 |
Üzüm, turunçgiller, |
1.0 |
|
Yumuşak çekirdekliler |
1.0 |
|
Çilek |
1.0 |
|
Maleik hidrazid |
Patates |
30.0 |
Baş soğan |
10.0 |
(*) Değerler 1999 yılı verileridir.
Çizelge 3. ABD ve Avrupa’da İzin Verilen BGD kalıntı Miktarları
BGD Adı |
ABD’deki değerler |
Avrupa’daki değerler |
||
Ürün adı |
Kalıntı miktarı |
Ürün adı |
Kalıntı miktarı. |
|
4-CPA |
Fasulye |
2.0 ppm |
Kayıt yok |
|
Domates |
0.5 ppm |
Kayıt yok |
||
B-naphtoxyacetic Acid |
Kayıt yok |
Kayıt yok |
||
Naphtahlene Acetic acid |
Kayıt yok |
Kayıt yok |
||
CCC |
Kayıt yok |
Arpa samanı |
50 ppm |
|
|
|
Buğday |
5 ppm |
|
Harvade |
Kayıt yok |
Ayçiçeği/pamuk Tohumu |
0.5 ppm |
|
|
|
Ayçiçeği/pamuk Yağı |
0.02 ppm |
|
Ethephon |
Elma, incir |
5.0 ppm |
Elma |
5.0 ppm |
Kiraz |
10.0 ppm |
Kiraz |
10.0 ppm |
|
|
|
Biber |
30.0 ppm |
|
|
|
Domates |
2.0 ppm |
|
|
|
Hıyar |
0.1 ppm |
|
MH |
Soğan |
15.0 ppm |
Soğan |
15.0 ppm |
Patates |
50.0 ppm |
Patates |
50.0 ppm |
|
GA3 |
Kayıt yok |
Kayıt yok |
||
Promalin |
Elma |
Limit yok |
Kayıt yok |
|
Butralin |
Kayıt yok |
Kayıt yok |
Bu kimyasalların oluşturdukları sağlık ve çevresel risklerin belirlenmesi, son yılların önemli gündem maddesidir. Kamuoyunun baskı ve kontrolü sonucu bazı denetim mekanizmalarının oluştuğu görülmektedir. Kullanılan kimyasalların insan ve çevre açısından oluşturdukları risklerin, yeni bilgiler ve yeni yaşam standartları açısından tekrar değerlendirilmesi gündemdedir.
ABD‘de 1988 yılında ve Avrupa ülkelerinde 1991 yılında başlatılan yeniden değerlendirme programı uyarınca, ABD‘de 1150 ve Avrupa’da 843 adet pestisit yeniden ele alınmıştır. Avrupa da 2003 yılında ilk aşamasının tamamlanması öngörülen bu uygulamanın BGD’ler ile ilgili sonuçları Çizelge.4‘de görülmektedir. Bu çizelgeye bakıldığında bazı BGD’nin 2003 yılında kullanımdan kalkması öngörülmekte, bazılarının da kullanım şekilleri sınırlandırılmaktadır. Bu ülkelerde durumun değerlendirilmesinde bilginin kullanılmasının, örgütlü ve şeffaf denetimin etkili olduğu gözlenmektedir.
SONUÇ
Türkiye’de bazı tarım ürünlerinde belirli dönemlerde hormon kullanılmaktadır. Bunlar ruhsatlı preperatlardır. Bu maddelerin önerilen ürünlerde ve önerilen dozlarda kullanılması durumunda, mevcut bilgiler ışığında herhangi bir sağlık riski taşımadıkları kabul edilmektedir. Ancak, kullanılan ürünlerde kalıntı miktarlarının düzenli izlenmesi, kabul edilen sınırları aşıp-aşmadığının belirlenmesi ve aşması hallerinde kamuoyunun bilgilendirilmesi mutlaka sağlanmalıdır. Gelecekte, hormon kullanımı yerine geçebilecek alternatif uygulamaların devlet tarafından desteklenmesi gerekli görülmektedir (sözgelimi; sera domates üretiminde Bambus arı kullanımının teşvik edilmesi gibi).
Duruma tüketici yönünden bakıldığında, tüketicilerin de seçici olmaları gerektiği düşünülmektedir. İlaç veya hormon riski taşımayan ürünlere ciddi anlamda talep oluşur, etiket veya marka güvencesi sağlanırsa, tüketicin bu ürünlere farklı fiyat ödemesi beklenebilir ve daha sağlıklı gıdaya kavuşma şansı artar.
Çizelge 4. Avrupa Ülkelerinde Kayıtlı BGD 'lerin Yeniden Değerlendirilmesi İle ilgili Son Durum
Aktif madde |
Kayıtlı olduğu ülke sayısı |
Hangi listede olduğu |
Son Durumu |
Diğer Bilgiler |
2,4-D |
13 |
1.liste |
Karar için beklemede |
|
Daminozide |
13 |
1.liste |
Karar için beklemede |
|
Maleic Hydrazide |
8 |
1.liste |
Karar için beklemede |
|
MCPA |
15 |
1.liste |
Karar için beklemede |
|
Ethephon |
15 |
2.liste |
Duyuru Yapıldı |
|
Butralin |
3 |
3.Liste |
Duyuru Yapıldı |
|
Chlormequat |
15 |
3.Liste |
Duyuru Yapıldı |
|
2,4,5-T |
0 |
2.Liste |
Temmuz 2003te iptal |
|
Mepiquat |
11 |
3.Liste |
Duyuru Yapıldı |
|
Paclobutrazol |
15 |
3.Liste |
Duyuru Yapıldı |
|
Ancymidol |
1 |
3.Liste |
Temmuz 2003te iptal |
|
4-CPA |
2 |
3.Liste |
Temmuz 2003te iptal |
|
Etacelasil |
1 |
3.Liste |
Temmuz 2003te iptal |
|
6-benzyladenine |
6 |
4.Liste |
|
Bitkisel Extract |
Gibberellic acid |
8 |
4.Liste |
|
Bitkisel Extract |
Gibberellinler |
8 |
4.Liste |
|
Bitkisel Extract |
Indolybütyric acid |
10 |
4.Liste |
|
Bitkisel Extract |
Indolyacetic acid |
6 |
4.Liste |
|
Bitkisel Extract |
1-Naphthylacedamide |
7 |
4.Liste |
|
Bitkisel Extract |
1-Naphthylacetic acid |
12 |
4.Liste |
|
Bitkisel Extract |
Naphtylacetic acid |
|
|
|
|
Ethylic ester |
0 |
4Liste |
İptal |
Bitkisel Extract |
2-Naphtyloxyacetamide |
1 |
4.Liste |
|
Bitkisel Extract |
2-Naphtyloxyacetic acid |
6 |
4.Liste |
|
Bitkisel Extract |