Besin elementlerinin topraktaki eksikliği daha çok elverişsiz toprak koşulları nedeniyle alınamaz forma dönüşmelerinden kaynaklanmaktadır. Çinko, bakır ve mangan noksanlıkları yaprak gübrelemesiyle giderilebilir. Çinko, meyve tutumundaki rolünden dolayı çiçeklenme öncesi uygulanmalıdır. Mangan ve bakır ise daha geniş bir uygulama dönemine sahiptir. Bor da gereksinim duyulduğu koşullarda boraks şeklinde, ya da bor çözeltisi olarak yapraktan verilebilir. Diğer mikro besin elementleri de yapraktan püskürtme şeklinde uygulanabilir.
Bağlarda besin maddesi noksanlığında görülen belirtiler
Azot: Asmalarda azot noksanlığının en tipik belirtisi, sürgün gelişmesinin yavaşlaması, meydana gelen sürgünlerin zayıf ve kısa kalması, öncelikle yaşlı yaprakların ve diğer yeşil aksamın sararmasıdır. Aynı zamanda yaprak sayısı da azalır ve meydana gelen yapraklar normalden çok küçük kalırlar, yaprak sapları kızarır. Ayrıca azot noksanlığı nedeniyle sararan yapraklar eksiklik giderilmediği takdirde zamanından önce dökülürler. Yaşlı yapraklarda belirtiler görüldükten sonra, noksanlık giderilmezse genç yapraklarda sararmaya başlar ve noksanlığın sürekli ve şiddetli olduğu durumlarda, asma bütün yaprak sistemini kaybedebilir. Azot noksanlığı omcalar da çiçek ve meyve tutumunun azalmasına, meyve kalitesinin düşmesine neden olur. Azot noksanlığının meyvenin kalitesi üzerine yapmış olduğu en önemli etki meyvede şeker miktarını düşürmesidir.Azot fazlalığı da asmanın gelişmesini olumsuz yönde etkiler. Fazlalığı çok kuvvetli bir vejetatif gelişmeye, bunun sonucunda da meyve tutumunun ve tomurcuk verimliliğinin azalmasına, sürgünlerde yassılaşma ve boğum aralarının normalden uzun olmasına yol açar. Ayrıca primer tomurcuk nekrozu, kış gözü içindeki primer tomurcuğun ölmesine neden olur. Bu da verimin azalması demektir. Azot fazlalığı tanelerin buruşmasına sebep olur.
Fosfor: Fosfor noksanlığı da asmada vejetatif ve generatif gelişmenin zayıflamasına yol açar. Bu durumda sürgün ve yaprak sayısı çok azalır ve yapraklarda tipik renk değişiklikleri görülür. Yapraklar önce mat yeşil bir renk alır, daha sonra ise yapraklarda sararma, kırmızı renk teşekkülü ve bronzlaşma görülür. Yapraklar çiçeklenmeden önceki dönemde dökülürler. Fosfor noksanlığı da azot noksanlığında olduğu gibi önce yaşlı yapraklarda görülür. Fosfor noksanlığı aynı zamanda asmada meyve tutumunu azaltmakta ve olgunluğu geciktirmektedir. Fosfor noksanlığında ortaya çıkan önemli belirtilerden biriside asmanın kök sisteminin zayıflamasıdır.
Potasyum: Potasyum noksanlığının şiddetli olduğu durumlarda, asmada sürgün gelişimi büyük ölçüde engellenmekte ve çiçeklenmeden önce bütün yapraklarda noksanlık belirtileri görülmektedir. Yine yapraklar henüz olgunlaşmadan dökülmektedirler. Potasyum noksanlığı nedeniyle yapraklarını kaybeden omcalar da, ürünün normal rengini alamadığı ve olgunlaşamadığı görülür. şiddetli potasyum noksanlığı çeken omcalar da, az sayıda, küçük ve sık salkımlar üzerinde bir örnek bir renk kazanamamış, küçük tanelere rastlanır. Noksanlık şıra miktarının azalmasına ve asit oranının artmasına da neden olmaktadır. Yapraklarda potasyum noksanlığının belirtileri yaz başlarında ortaya çıkar ve ilk olarak tipik bir şekilde sürgünlerin orta kısmındaki yapraklarda görülür. Bu yapraklar uçtan ve kenarlardan başlayarak sararır.
Kalsiyum: Noksanlık belirtileri genç yapraklardan başlar ve normal yeşil renklerini kaybeden ve noksanlığın şiddetli görüldüğü durumlarda, sümüklü böcek şeklinde kıvrılan yapraklar kısa sürede dökülürler. Bağlarda meyve tutumu azalırken, oluşan meyveler gevşek bir yapı kazanırlar ve şıranın tartarik asit kapsamı artar. Ayrıca asmada kök sisteminin gelişiminin tamamen durmasına neden olur.
Magnezyum: önce yaşlı yapraklardaki klorozla kendini gösterir. Kloroz yaprak uç ve kenarlarından başlar, birinci ve ikinci ana damarların arasına doğru ilerler. İleri aşamada, bu damarların kenarlarının yeşil kaldığı ve kloroza yakalanan kısımların hemen hemen krem beyazı bir renk aldığı görülür. Klorozun ileri aşamalarında ise yaprak kenarlarında yanıklar meydana gelmekte ve özelikle renkli çeşitlerde yanık bir hal alan kenar dokusunun hemen iç kısmında kırmızı bir sınır dokusu oluşmaktadır.
Kükürt: Kükürt noksanlığının asmada sürgün ve yaprak sayısını azalttığı ve kloroza neden olduğu belirlenmiştir. Kloroz azot noksanlığında oluşan kloroza benzese de azot noksanlığının tersine önce genç yapraklarda görülmektedir.
Demir: Asmalarda demir noksanlığının karakteristik belirtisi klorozdur. özellikle genç yapraklarda görülür. Demir klorozunda yapraklardaki en ince damarlar dahil, bütün yaprak damarlarının yeşil kalmasına karşılık, damarlar arasındaki renk değişerek açık yeşil veya sarıya döner. Bu durum ise yaprakların bir ağ görünümü almasına neden olur. Noksanlığın şiddetli olduğu durumlarda ise yapraklarda yırtılmalar görülebilir. Demir klorozu ayrıca asmada generatif gelişmeyi de olumsuz etkileyerek, ürün kaybına neden olur.
Çinko: İlk olarak sürgün uçlarında klorozla birlikte rozetleşme adı verilen küçük ve sık yaprak kümeciklerinin oluşumu ve sap cebinin genişlemesi ile kendini gösterir. Ayrıca tane tutumu azalır, salkımlar seyrek ve küçük taneli olur, ayrıca boncuklanma görülür.
Mangan: Tipik noksanlık belirtisi yaşlı yaprakların damar aralarındaki klorozdur.
Bakır: Bakır noksanlığının söz konusu olduğu durumlarda sürgün gelişimi yavaşlar,boğum araları kısalır,yapraklar küçülür ve renk açılmaya başlar. Bakır fazlalığının belirtileri ise; kireç fazlalığı ve demir eksikliğinden kaynaklanan kloroza benzer.
Bor: Bağlarda bor noksanlığının en önemli etkisi, çiçek tozu gelişimi ve çimlenmesinin engellenmesi sonucunda, meyve tutumunun büyük ölçüde azalmasıdır.
Yapraklardaki noksanlık belirtileri genellikle erken sürgün döneminde görülmeye başlar. İlk oluşan sürgünlerde boğum araları çok kısadır. Sürgünler üzerinde çok sayıda koltuk sürgünü oluşur. Omca adeta çalı görünümü alır. Noksanlığın ileri aşamalarında sürgün ucu kurur. Yine B noksanlığı, yaprakların normalden çok küçük kalmalarına ve yaprak kenarlarının aşağıya doğru bükülerek bombeli bir hal almasına neden olur. Bor noksanlığında da yapraklarda kloroz meydana gelir ve renk açılması başlangıçta ana damarlar arasında görülür. şiddetli B noksanlığında noksanlık önce genç yapraklarda başladığından yukarıdan aşağı doğru yaprak dökümü görülür. Bor noksanlığının en tipik belirtilerini salkımlarda görmek mümkündür. şiddetli noksanlık durumunda omca da ürün oluşmaz. Bazı salkımlarda yalnızca salkım iskeleti kalır. Bazen salkımlar üzerinde birkaç tane bulunabilir. Salkım üzerinde çok sayıda küçük ve çekirdeksiz tane bulunur. Bu taneler normal olarak oval veya uzun şekilli olsalar bile, noksanlık belirtileri görülenlerde yuvarlak ve biraz yassı şekillidirler. B noksanlığında ortaya çıkan bu boncuklanma olayı, küçük tanelerin olgunlaşmadan sert ve yeşil kalmalarına neden olan çinko noksanlığından farklıdır.
Bor fazlalığında ilk olarak yaşlı yaprakların kenarlarına yakın kısımlarında koyu kahve renkli, hatta siyah lekeler oluşur. Daha sonra bu lekeler iç kısımlara doğru ilerler ve yaprak kenarlarını içten kuşatır. Sürgünlerin aktif büyüme devresindeki B fazlalığı, yeni oluşan yaprakların kıvrılarak buruşmalarına neden olmaktadır.
Facebook'ta Yayınla>